Sosyal Medya

Makale

Uygur Türkleri zulüm altında

DoÄŸu Türkistan tarihte Türklerin ilk var oldukları ve Karahanlılar Devleti (840-1212) Hükümdarı Abdulkerim Satuk BuÄŸrahan ile birlikte toplu hâlde Ä°slam'ı kabul ederek ilk Türk Ä°slam devletinin kurulduÄŸu coÄŸrafyadır.

Yakın tarihimizde Hoca Niyaz Hacı önderliÄŸinde 1933'te KaÅŸkar'da DoÄŸu Türkistan Ä°slam Cumhuriyeti kuruldu. 1944'te ise Gulca'da DoÄŸu Türkistan Cumhuriyeti adıyla Alihan Töre önderliÄŸinde ikinci bağımsız Türk devleti kurulmuÅŸtur. Her iki devlet de Çin tarafından yıkılmıştır. 1949'daki Mao'nun kızıl devrimiyle DoÄŸu Türkistan uluslararası hukuk kuralları ihlal edilerek iÅŸgal edilmiÅŸtir. Çin komünist yönetiminin fiziki iÅŸgali ile birlikte DoÄŸu Türkistan'da devletin tüm imkânları seferber edilerek sistematik bir asimilasyon süreci baÅŸlatılmıştır. Uygurların ana vatanı olan DoÄŸu Türkistan 65 yıldır Çin iÅŸgalindedir.

Çin yönetimi 1949'da DoÄŸu Türkistan'ı iÅŸgal ettikten sonra bölgede baÅŸlatmış olduÄŸu sözde devrimlerle din ve vicdan hürriyeti baÅŸta olmak üzere eÄŸitim, sosyo kültürel, ekonomik alanlardan çevre ve ekolojik dengeye varıncaya dek her alanda büyük yıkım gerçekleÅŸtirmiÅŸtir.

  • Ä°ÅŸgalle birlikte ne kadar siyasi önder, aydın, bilim adamı, din adamı, zengin, kanaat önderi varsa tutuklanmıştır. Sözde halk mahkemelerinde savunma hakları ellerinden alınan insanların birçoÄŸu kurÅŸuna dizilerek öldürülmüÅŸtür. BirçoÄŸu da ağır cezalarla hapislerde cürümüÅŸtür. Çin, öndersiz kalan halkı istediÄŸi gibi yönetme imkânı bulmuÅŸtur.
  • Çin iÅŸgalci yönetimi 1966-1997 yılları arasında DoÄŸu Türkistan'ın Lobnor bölgesinde 11'i yer altında olmak üzere toplam 46 nükleer deneme gerçekleÅŸtirmiÅŸtir. Bunun sonucu olarak yüzbinlerce Uygur yaÅŸamını yitirmiÅŸtir. Nükleer denemeler sonucu yayılan radyoaktif serpintiden dolayı günumüzde dahi bölgedeki insanlar baÅŸta kanser olmak üzere birçok ölümcül hastalığa karşı yaÅŸam mücadelesi vermektedir. Çevre ve ekolojık denge tahrif edilmiÅŸtir.
  • Dini afyon olarak tanımlayan Çin yönetimi DoÄŸu Türkistan'daki Müslümanlara karşı dinsizleÅŸtirme politikaları uygulamış, din ve vicdan hürriyetini engellemiÅŸtir. BaÅŸörtüsü ve sakalı yasaklayarak Müslüman Uygurların ibadetlerinin yanı sıra yaÅŸam biçimlerine dahi müdahale edilmektedir. Ramazanda oruç yasaklanmıştır. Kamu GüvenliÄŸi Bakanı, geçen yıl bir basın mensubunun "Orucu neden yasakladınız?" sorusuna "Biz halk saÄŸlığını ve iÅŸ verimliliÄŸini gözeterek orucu yasakladık" cevabını vermiÅŸtir. Uygurların camiye giriÅŸ yasağıyla ilgili ÅŸu bildiri de durumu özetlemektedir: 

"Komünist parti üyeleri, 18 yaşından küçükler, iÅŸçi ve memurlar, kadınlar ve öÄŸrencilere giriÅŸ yasağı konulmuÅŸtur."

  • DoÄŸu Türkistan'da 1985 yılında yürürlüÄŸe konulan bir uygulamayla ÅŸehirde yaÅŸayanlara bir çocuk yapma kırsalda yaÅŸayanlara iki çocuk kotası getirildi. Yaklaşık 29 yıldır uygulanan bu politika sonucu mahallelerdeki ajanlar vasıtasıyla tespit edilen 7-8 aylık hamile kadınlar bile doÄŸuma birkaç hafta kala polis nezaretinde yakalanarak zorla kürtaj edilmekte. Zorunlu kürtaj sonucu milyonlarca bebek dünyaya gelmeden katledilmektedir. Bu uygulamayla Uygur nüfusunun artışının engellenmesi hedeflenmekdir.                      
  • Son yıllarda Uygurlara yönelik çift dilli eÄŸitim projesi adı altında ikili eÄŸitim baÅŸlatılmıştır. Bu proje kapsamında her geçen gün Uygur Türkçesinin alanı daraltırılırken Çince yaygınlaÅŸtırılmaktadır. Bu çerçevede 6-7 yaşındaki yüzbinlerce Uygur çocuk ailelerinden yurtlarından koparılarak Çin'in iç bölgelerine zorla götürülmektedir. Amaç Komünist partiye sadık birer köle, kendi milletine karşı birer hain yetiÅŸtirmektir. 
  • Aynı yıllarda baÅŸlatılan diÄŸer bir projeyle de 18-25 yaÅŸ arası Uygur gençlerinin iÅŸ vaadiyle Çin'e götürülmesidir. Bugün sayıları 500 bin civarında olduÄŸu tahmin edilmektedir. Çin'in Åžavguan eyaletinin Gangdong bölgesinde gençlere yapılan saldırılar, tarihe 5 Temmuz 2009 Katliamı olarak geçen olayların yaÅŸanmasına sebep olmuÅŸtur.                              
  • DoÄŸu Türkistan'a göç teÅŸvik edilerek bölgenin demografik yapısı Çinlilerin lehine deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.                                
  • Toprak reformu adı altında yerli halkın toprakları ellerinden alınmış ve Çinlilere dağıtılmıştır. Her türlü etnik, dinsel ve kültürel ayrımcılık devlet eliyle yapılmaktadır.                      
  • Asimilasyonun aracı olarak Uygur ve Çinlilerin karma evlilikleri teÅŸvik edilerek evlenenlere baÅŸta düÄŸün masraflarının karşılanması olmak üzere ev, iÅŸ kredisi ile her türlü imtiyaz saÄŸlanmaktadır. Çinin asıl amacı DoÄŸu Türkistan'ı kendi koydukları Sincan (Sincan "yeni sınır", "sonradan kazanılan toprak" anlamına gelmektedir) ismine uygun olarak asimile edip ÇinlileÅŸtirmektir.  

DoÄŸu Türkistanlı Uygurların en büyük korkusu asimile olmak                    

Bugün Uygur Türkleri'nin Çin iÅŸgalci yönetiminden en büyük ÅŸikâyetleri ve korkuları asimile edilme endiÅŸeleridir. Bu endiÅŸelerinde de kesinlikle haklılar. Çünkü 1949 yılında DoÄŸu Türkistan Çin tarafından iÅŸgal edildiÄŸinde bölgede Çinli göçmen nüfusu yerel halk olan Uygurlara oranla yüzde 3-5 civarındaydı. Bugün ise Çin'in bölge halkını devletin tüm imkânlarını kullanarak asimile etme projeleri neticesinde neredeyse yüzde 40-50'ye ulaÅŸmıştır.

Çin, DoÄŸu Türkistan'ın nüfusunu azınlık konumuna düÅŸürerek gelecekte demokratikleÅŸse dahi olası bir referandumda bölgenin kendi toprakları olarak kalmasını hedeflemektedir. Bütün planlarını bunun üzerine kurmuÅŸtur. Çin Komünist yönetimi 1.3 milyarlık nüfusunu baÅŸta DoÄŸu Türkistan'daki Uygur Türkleri olmak üzere Tibet ve MoÄŸollar ile baÅŸka azınlık milletler üzerinde stratejik bir silah olarak kullanmaktadır. 

Uygurların Çin'den talepleri

DoÄŸu Türkistanlı Uygurların Çin'den talepleri öncelikle BirleÅŸmiÅŸ Milletler Ä°nsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde çerçevesi belirlenmiÅŸ ve imza altına alınmış olan uluslararası hukukun uygulanmasıdır. Uygurların taleplerini ÅŸu ÅŸekilde sıralayabilriz.

  • Ä°nsanların yaÅŸam hakkına saygı duyulması.                                              -
  • EÄŸitim haklarının verilmesi.
  • Yargı bağımsızlığının saÄŸlanması.
  • Müslüman Uygurların din ve vicdan hürriyetlerinin önündeki engellerin kaldırılması.
  • DoÄŸum kontrolü ve aile planlaması adı altında getirilen çocuk kotalarının kaldırılması.
  • Bugün sayıları yüzbinleri aÅŸmış olan 18-25 yaÅŸ arasındaki genç kızlarımızın iÅŸ vaadiyle zorla Çin'e götürülmesinin durdurulması.
  • Çift dilli eÄŸitim adı altında ailelerinden zorla koparılarak Çin'e götürülen 6-7 yaÅŸlarındaki çocuklarımızın ailelerine teslim edilmesi. Dünya tarihinde benzeri görülmemiÅŸ bu asimilasyon politikalarından vazgeçilmesi.
  • Tarihe Urumçi olayları olarak geçen katliamda öldürülenlerin isimlerinin açıklanması, kayıpların ve cezaevlerindeki tutukluların tespit edilmesi. Bağımsız gözlemciler nezaretinde 5 Temmuz 2009 katliamının gerçek boyutlarının araÅŸtırılması. 

Uluslararası toplumun duyarsızlığı                                                               

Uluslararası toplumun Çin'in DoÄŸu Türkistan'daki Uygur Türklerine yönelik hukuk ihlallerine karşı sessizliÄŸi bizleri derinden yaralamaktadır. Çin yönetimi masum Uygur sivil halkı 'radikal Ä°slami terör' bahanesiyle çok ağır cezalandırıp dünyadan izole etmekte, her türlü devlet terörünü uygulayarak kendini haklı göstermeye çalışmaktadır. Bunun son örneÄŸi 5 Temmuz 2009'daki tüm dünyanın adeta canlı yayında izlemiÅŸ olduÄŸu Urumçi katliamında sergilenmiÅŸ ve dünya kamuoyunun sessizliÄŸi bizleri hayal kırıklığına uÄŸratmıştır.

Demokrasinin beÅŸiÄŸi olduÄŸunu iddia eden Batılı ülke ve kurumlar adeta sınıfta kalmıştır. BaÅŸta BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, Urumçi'deki katliam karşısında sessiz kalmıştır. Bu da bize dünyada barışı, huzuru adaleti ve istikrarı temin etmekle yükümlü BM'nin misyonundan ne kadar uzak olduÄŸunu göstermiÅŸtir. Avrupa Parlamentosu da Çin'i açıkça kınayamamıştır.

Orta Asya'daki Türk cumhuriyetlerinin hiçbiri Çin önderliÄŸindeki Åžangay Ä°ÅŸbirliÄŸi Örgütü'ne üyeliklerinden dolayı tek kelime dahi edememiÅŸtir. Ä°slam dünyası da müttefik ve sözüm ona kendileri için adeta bir kurtarıcı olarak gördükleri Çin'i küstürmemek için sessizliÄŸe bürünmüÅŸtür. Oysa Ä°slam dünyası için umut olarak gördükleri Çin'in DoÄŸu Türkistan'daki Müslüman Uygur Türklerine yapmış oldukları her türlü zulüm ve katliamlar ortadadır. Bugün dahi BeÅŸÅŸar Esed'in Suriye'de halkına karşı yapmış olduÄŸu katliamların arkasındaki en büyük destekçilerden biri Çin'dir. Aslında Çin'in DoÄŸu Türkistan'daki ve Suriye'deki tavrı Ä°slam dünyasına karşı gerçek niyetlerini ifade etmektedir.

Tüm olumsuzluklara raÄŸmen olaylar karşısında Türkiye BaÅŸbakanı Sayın Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın "Çin, DoÄŸu Türkistan'daki katliamlarını derhal durdurmalıdır. Aksi takdirde konuyu BM olmak üzere tüm uluslararası kuruluÅŸlara taşıyacağım" sözü Çin'de büyük etki yapmıştır. Ve belki de Türkiye'nin bu adaletli tavrı neticesinde masum binlerce DoÄŸu Türkistanlı Uygurun katliamının önüne geçilmiÅŸtir.

Sonuç olarak uygurlar Çin'deki deÄŸiÅŸimden bir umut bekliyordu. 2012 yılı sonunda Çin'de devlet baÅŸkanlığına Hu Jintao'nun yerine Åži Cinping'in geliÅŸi ile birlikte beklenen reformlar ve deÄŸiÅŸim maalesef gerçekleÅŸmedi. 26 Nisan 2014'te DoÄŸu Türkistan'ın baÅŸkenti Urumçi'ye kalabalık bir heyetle ilk resmi ziyaretini gerçekleÅŸtiren Åži Cinping, burada sözde teröre karşı acımasız olacağını söylemiÅŸtir. Bir gün sonra tarihi KaÅŸgar ÅŸehrinde askeri birliklerde ve karakollarda moral ziyaretleri gerçekleÅŸtirmiÅŸtir. Burada da KaÅŸgar'ın terörizmle mücadelede ileri üs olacağı mesajını vermiÅŸtir. Ziyaretten iki gün sonra 30 Nisan'da Urumçi tren garındaki patlamayla verilen mesaj çok sert olmuÅŸtur.

Çin'deki iktidar deÄŸiÅŸiklikliÄŸine raÄŸmen DoÄŸu Türkistan'daki deÄŸiÅŸmeyen politikalar bölgeyi adeta bir cehenneme çevirecektir. Çünkü Çin yönetimi, Uygurlara baÅŸka seçenek ve çıkış yolu bırakmamıştır. Hiç arzu etmememize raÄŸmen Pekin'deki, Künmin'deki, Urumçi'deki, KaÅŸgar'daki olaylar bunun habercisidir. Bunda Çin'e karşı 'dur' demeyen uluslararası toplumun da sorumluluÄŸu vardır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.