Sosyal Medya

Makale

Ordu’dan atılan subaylar dedik de..

Sahi, 28 Åžubat’ta ve sonrasında “irtica” bahanesi ile ordudan atılan herkes masum mu?

Tamam dindar olabilir, ama dindar kişiler hiç suç işlemez değil ki. Suç işleyen de cezasını çekmeli..

Tamam 28 Åžubat’ın darbeci generalleri aÅŸağılık adamlardı, din adına ne varsa, kim varsa düşman görüp, zalimce cezalandırdılar.. Orduda da gerçekten acımasız bir tasfiye baÅŸlattılar.

Şunu da not edelim, bir kişi dindar olabilir, suç da işleyebilir, ama bir kişi dindar ve suçlu olursa ona da her şeyi yapamazsınız. Suçu neyse ona göre bir ceza verirsiniz.. Suç ve ceza orantılı olmak zorundadır.

Sözü 28 Åžubat’ta ordudan atılan Paralelcilere getirmek istiyorum.. Biz bu konuyu pek konuÅŸmadık, tartışmadık.

Dindar” diye ordudan atılan bazı subaylar, aslında aynı zamanda “Paralel örgüt mensubu” idi. 28 Åžubat’ın zalimleri Paralel diye bir ayırım gözetmediler, hepsini “dindar” oldukları için “mürteci” olarak etiketleyip ordudan attılar. Biz de dindar oldukları için ordudan atıldılar diye hepsine sahip çıktık!

Evet, Paralelci de olsa, insan onuruna yakışmayan bir cezaya, aÅŸağılamaya muhatap olmuÅŸlarsa, buna karşı çıkalım.. “Bir topluluÄŸa olan düşmanlığımızın bile bizi onlar hakkında adaletsizliÄŸe sevk etmemesi” gerek. Onun dışında, orduda yönetim kademelerini ele geçirmek için her yolu deneyen, iftira eden, yabancı ülkelerin istihbarat örgütleri ile iÅŸbirliÄŸi yapan, komplo kuran bir çete mensubunu sadece “namaz kılıyor” diye nasıl sahiplenebiliriz ki!

Zaten bir kısmı namaz da kılmaz olmuÅŸtu. İçki de içiyorlardı, eÅŸlerinin de baÅŸlarını açtırmışlardı. Bu adamlar irtica bahanesi ile ordudan atılınca bu defa suçlamayı bir kazanca dönüştürmek için “ordudan atılan dindar subay” maskesi ile bu defa bizim aramıza sızmış olmasınlar sakın..

Bana kalırsa ASDER ve SADAT’ın kendi üyelerini bu gözle gözden geçirmesi gerek.. Ya da bu arkadaÅŸları sahiplenenler de bu açıdan yeniden düşünmeleri gerek..

Bu görev en çok da, samimi, örgütsel bağı olmayan mütedeyyin subaylara düşüyor. Doğrusu ben, yanılmış olabilirim ama, ordudan atılan arkadaşlardan bu yönde açık, hemen göze çarpan, yaygın bir hassasiyet görmedim.

Åžunu da görelim, “Paralel çete” baÄŸlantısı sebebi ile ama “irtica” bahanesi ile ordudan atılan biri, zaman içinde yaÅŸananları görüp, gerçekten bu yoldan dönmüş de olabilir. Bunu da bir kenara not edelim..

MÄ°T ve Kamu GüvenliÄŸi MüsteÅŸarlığı, Emniyet Ä°stihbaratın, “irtica” sebebi ile ordudan atılan subayların tamamının mercek altına almalı. Kim niçin atılmış, halen nerede bulunuyor, ne yapıyor.. Belki bu konuda bir “ihbar hattı” da oluÅŸturmak gerek..

Bir arkadaÅŸa sordum, o şöyle bir uyarıda da bulundu. Paralel çete, kendi önlerinde engel gördükleri bazı dindarları bizzat ihbar etmiÅŸler. Hatta böylece, bu ihbarla kendilerinin “irticacı” olmadıklarını da isbatlamış oluyorlarmış.. Ya da, “The cemaat”e baÄŸlı oldukları halde verilen görevi yapmayanları da kendileri ihbar etmiÅŸler..

Aslında hâlâ orduda bunlara bağlı adamlardan söz ediliyor. Bu askeri şûrada bunların da ordudan ayıklanması bekleniyor..

KuÅŸkusuz bu iÅŸin bir “cadı avı”na, “evham”a sebeb olmaması gerek. Biz, hepimiz, zaman zaman kendi nefsimizi, ÅŸeytanın hilelerine karşı da çek etmemiz gerek.. Hani bilgisayarımızda zaman zaman virüs taraması yapmak gibi bir ÅŸey bu, kendi nefsimizi de, baÅŸka nefisleri de “scan etmek” gerek sanırım..

Bu kadar zaman sonra, böyle bir hassasiyet geç kalmış bir hassasiyet gibi gözükse de, bana kalırsa yanlışın neresinden dönülürse orası kârdır..

Hep yazıyorum, “aÄŸuyu altın tas içre sunarlar, bal da onun suç ortağı”. “Güvenmek güzeldir, ama kontrol etmek daha da güzeldir

Bu adamlar, sadece orduda deÄŸil, kamuda, STK’lar ve iÅŸ dünyasında da aynı yöntemleri kullanıyorlar.. Aslında sadece orduda deÄŸil, her alanda bu “kripto” elemanlara karşı dikkatli olmak gerek.. Bu adamlar istihbarat elemanı gibi çalışıyorlar, aleyhte kullanacakları bilgi ve belgeleri arÅŸivlemekle de kalmıyorlar, “bal tuzakları” da kuruyorlar.. Tehdit, ÅŸantaj, sihir, büyü, ipnoz, her yolu deniyorlar. Hedef seçtiklerinde Maliye’yi, yerel ve merkezi hükümet teftiÅŸ kurullarını, yargıyı, hatta Mafyöz bazı yapıları harekete geçirebiliyorlar.. Para iliÅŸkisi kuruyorlar, dini kullanıyorlar, kadın kullanıyorlar.. Kadrolarında ÅŸeyh de var fahiÅŸe de.. Yok yok! Sadece merkezi tek yapı yok. Kaçan balıkları hapsettikleri havuzları da var, “Paralelin de paraleli” ÅŸirketler, dernekler, yapılar.. Kimlik deÄŸiÅŸtirmek gömlek deÄŸiÅŸtirmek kadar kolay bu adamlar için..

Ben bugün işin farklı bir boyutunu yazmak istedim..

Bu konu sadece bir hocanın fantezilerinden ibaret deÄŸil, CIA, MOSSAD, MI5, VATÄ°KAN bu iÅŸin içinde herkes var.. 

ASDER ve SADAT içindeki kuÅŸku uyandıran birileri 17 Aralık’tan sonra buradan ayrılmışlar. Ama bu ayrılan ya da halen uyuyan ajanlardan biri Suriye ve diÄŸer sorunlu ülkelerdeki birtakım yapılarla bu kuruluÅŸların ismini kullanarak iliÅŸki kurmuÅŸ olmaları da muhtemel..

Benden söylemesi. Selâm ve dua ile..

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.