Sosyal Medya

Makale

Diren Türkiye Amerikan İmparatorluğu Çöküyor

Yukarıdaki baÅŸlık hamaset üzerinden atılmış deÄŸil siyasal geliÅŸimin dinamikleri ve siyaset biliminin büyük deÄŸiÅŸim için öne çıkardıklarını dikkate aldığı gibi sosyolojik ve sosyopsikolojik bir zeminden hareketle son otuz yılın muhasebesi üzerine kurulu bir deÄŸerlendirmeye atıftır. Meraklılarına WallerÅŸtayn, Garaudy gibi ve onlarca düşünce adamının bu konuda yazdığı kitapları ve özellikle yakın gelecek tarih kitaplarını hatırlatayım…  

Batı’nın en kaba, sert ve haÅŸin gücü olan Amerika, yeni bir dünya düzeni kurma arayışlarının fiyasko ile sonuçlanması üzerine gittikçe hoyratlaÅŸmakta ve kabalaÅŸmaktadır. Trump’ın seçimi ile birlikte tam bir serseri mayın gibi etrafa saldırıya baÅŸlamış ve gittikçe yalnızlaÅŸmayı baÅŸarıyor. Her güçle kavgalı hale gelen Amerika sonun baÅŸlangıcını yaÅŸamaya baÅŸladı. Zaten gelecek tarih kestiricileri son elli yılda Amerikan imparatorluÄŸunun çökeceÄŸine dair beklentilerini kitaplara dercettiler. Hatta bir Amerikan Türkiye savaşının olasılığını da kayıtlara geçirmiÅŸlerdir. Süreç bu noktada kaçınılmaz bir ÅŸekilde oraya doÄŸru akmaktadır. Türkiye ya bağımsız politikalarına ve siyasi, ekonomik ve kültürel bağımsızlığını sürdürecek veya eskisi gibi Amerikan politikalarına ram olacaktır. Tercih açıktır ki bağımsızlıktan yanadır. Türkiye de siyasi bütün adımlar buna göre atılmaktadır.  

Bir kaos düzeni içinde yeni dünya düzeninin oluÅŸumunun ÅŸartlarını ortaya koyarken sert gibi görünen ciddi bir pazarlık yapıldığı malum. Bu pazarlık sürecindeki hamleleri pazarlığın ötesinde yorumladığınızda propagandaya kapıldığınız anlamına gelecektir. Propaganda deyip geçmeyin, kamuoyu oluÅŸturma en büyük meÅŸruiyeti saÄŸlamaktadır bu zamanlarda… Bu yüzden önümüze sürülen fikirlerin neye tekabül ettiÄŸini anlamaktan kaçınmamalı ve bu fikirlerin köleliÄŸi artırıcı veya bağımsızlığı kolaylaÅŸtırıcı unsur olduÄŸunu idrak etmeliyiz. 

Yeni dönemde tek belirleyici bir güç yoktur. Asli düşman da yoktur. Çıkar birlikteliÄŸi vardır. Müttefiklerde her olay ve olguda farklılaÅŸmaktadır. Son yaÅŸadığımız olay ve olgular bunu açıklıkla gösteriyor... Post modern dönemin siyasete nasıl yansıdığı konusu çok önemli ve dikkatimizi vermeliyiz. Yoksa neler olup bittiÄŸi konusunda açık bir fikre sahip olamayız. Bu yüzden yeni dönemin siyasi, ekonomik ve kültürel kodlarını doÄŸru bir okumaya tabi kılmalıyız. Neredeyse son otuz yıldır post modern bir dünya görüşünden bahsediliyor. Ve maalesef biz hala bunun üzerine derli toplu bir çalışma ortaya koymadık. Ciddiye mi almadık, düşünce derinliÄŸimiz mi yetmiyor, emin deÄŸilim… O yüzden nano teknolojinin baÅŸladığı bir zeminde klasik rasyonalizm ve pozitivizm ile yetirmemiz, kuantum fiziÄŸinin oluÅŸturacağı devrimi ve deÄŸiÅŸimi görmememiz, bizi tarih dışı kılacaktır. 

Aklımızı ayartıcı tetikleyicilerden kurtarmamız ÅŸarttır… 

Çok sinsi bir propaganda türü devreye girmiÅŸ bulunmaktadır. Åžeytana pabucu ters giydirecek bir incelikle sureti haktan görünerek bu propaganda yürütülmektedir. Yapılan yanlışların sonuçları üzerinden sureti haktan görünerek eleÅŸtiriye baÅŸlayıp emperyalizmin tuzağına düşmeyi kolaylaÅŸtıracak bir süreci harekete geçirmek ve mevcut kazanımları geri almak istiyorlar. Åžu soru anlamlı: kazanımlar ne kadar kazanımdır? Bu soru önemli olmakla birlikte bir tuzak da içermektedir. Hafızamız hala taze şükür; bugüne kadar bu toprakların ruhu üzerine yapılan baskılar ve bu ruhu savunanlara yöneltilmiÅŸ suçlama ve baskılar unutulmuÅŸ deÄŸil! En azından bu baskılar ortadan kaldırıldı. Bazı adımlar atılıyor. Bir kısmı doÄŸru ise bir kısmı yanlışa zemin oluÅŸturabilecek zemine sahiptir. Åžartların oluÅŸturduÄŸu zeminlerde her zaman doÄŸru olanı yapabilmek güçleÅŸebilir. Bunu da anlamak mümkündür. Ancak, esas eleÅŸtiri, bu toprakların ruhuna sahip olan insanların iktidara bu kadar kapılmaları ve etkisi altına girmelerine yönelik olmalıdır. Çünkü kültür sivil bir yapı üzerinden derinleÅŸtirilebilir. Resmi kültür her zaman sorun oluÅŸturucudur çözücü deÄŸil… Bu bilinçle hareket kaçınılmaz olmalıdır.  

Aydın, entelektüel ve düşünce adamlarımızın bu toprakların ruhu üzerinden bir diyalog zemini oluÅŸturmaları kaçınılmaz olmalıdır. Behemehâl bu iÅŸe el atılmalı… Ä°deolojik angajmanlar, bagajlar, önyargılar vesaire bir tarafa bırakılarak mevcut durumu doÄŸru analiz ederek yeni bir döneme ve dünyaya yönelirken saÄŸlıklı bir ÅŸekilde diyalogu artıracak bir zemin üzerinden müzakereler yapılabilmelidir. 

Meselelerimizi ak parti parantezinden kurtararak konuÅŸtuÄŸumuzda diyalog kurabiliriz. Bunu hiç olmazsa okuryazar taifesinden beklememiz makuliyet içerir. Bu ülkede ak parti düşmanlığı veya ak parti taraftarlığı körleÅŸtirici bir unsur oluÅŸturuyor. Ak parti düşmanlığı veya yandaÅŸlığı aynı sonucu verir hakikatin gerçekliÄŸinin üstünü örtmek... Bu durumdan acilen kurtulunmalıdır.  

O zaman meseleyi daha üst seviyeye taşıyarak konuÅŸabiliriz... 

 1) ABD ve Avrupa’nın kendi içindeki sorunları ve dağınıklıkları ve çözümsüzlüklerini dikkate alalım. Bir güç kaybı olduÄŸu açık… Ä°ngiltere ve Avrupa ülkeleri arasındaki derin çatlak. ABD ve Avrupa ülkeleri arasındaki çatışma alanları ve sürekli Avrupa ülkelerinin tehdit edilmesi bu noktada not olarak kayıt altına alınmalıdır. 

 2) Çin, yükselen yeni bir güç, daha oyuna alttan alta katılıyor hem de. Rusya oyun kurucu rolünü kabul ettirme uÄŸraşısında ama zorlanıyor. 

3) Orta DoÄŸu ülkeleri bu yeni süreçte tazyik altına alınma konusunda ciddi çabalara muhatap kalıyorlar. Ä°ran ve Türkiye en fazla baskıya maruz kalıyorken yeni durumu lehlerine çevirecek stratejik adımlar atmaya çalışıyorlar. BaÅŸarıları birbirlerine yardımcı olmaları veya köstek olmaları çerçevesinde belirlenecektir gibi görünüyor. 

 4) Hindistan vb. ülkeler sessizce yeni sürecin belirleyici pozisyonuna yükseliyorlar... Bu tip ülkeler sonucu belirleyici olabilir... 

 5) Uluslar arası ticari yapıların baskısı ve etkisi hesaba katılmalı... Bu ÅŸirketler birçok ülkede siyaseti domine edecek güce sahipler. O yüzden bu ekonomik güç dikkate alınmalı ve pragmatist karakteri dikkate alınmalıdır.  

6) Yeni süreç çok bilinmeyenli denklemi içeriyor. Siyaset bilimciler ve felsefeciler, ÅŸtrateji veya düşünce geliÅŸtirirken bu olguyu dikkate almalılar... Bu da tarafsız bir bakışı esas kılmalı. YaÅŸadığın yerin ve kültürün hakkını gözetmeyi öncelemenin zaruretini bilerek... Çünkü post modern dönemde meta anlatılara yer kalmamıştır... Her düşünce bu perspektiften yorumlanıyor… 

Yukarıdaki maddelere muhakkak yeni maddeleri ekleyebiliriz. Her insan kendi maddesini eklesin. Ama yeni durumun farkında olmanın fevkalade bir iÅŸ olduÄŸunu idrak etmeliyiz. Bu çok bilinmeyenli denklemi de ancak bilinenlerin doÄŸru bir ÅŸekilde bilindiÄŸinde mümkün olduÄŸunu bilmeliyiz. Yanlış düşünüşlerle, yanlış bakışlarla hiçbir sorun çözülemez bu girift durum da çözüme kavuÅŸturulamaz. O zaman Irak, Suriye, Afganistan, Libya, Yemen vb. ülkelerde oluÅŸan kan, gözyaşı ve zulüm devam edecek demektir. EÄŸer gerçekten barış ve hakkaniyet içinde yaÅŸama arzumuz varsa öncelik doÄŸru düşünme ve doÄŸru bir düşünce zemini kurmaktan geçtiÄŸini algılamalıyız…  

Vesselam… 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.