Sosyal Medya

Makale

Kur’an en çok da indirildiği ayda okunur...

Sanal dünyanın insanı içine çektiÄŸi, varoluÅŸun anlam dünyasından uzaklaÅŸtırıp oyaladığı ve kimi zaman insana kendisini bile unutturduÄŸu bir vasatta insanın hakikatini hatırlaması, kendi derûnine bir yolculuk yapması, insan insan iliÅŸkisi, insan kainat iliÅŸkisi ve en önemlisi insan ve Allah iliÅŸkisinin muhtevasını kavraması için Kur’an-ı Kerim’e yönelmesi elzemdir.

Kur’an Allah’ın (c.c) insana hakikati gösteren hitabıdır. Kur’an hakikattir. Dolayısıyla Kur’an-ı Kerim’in Müslümanın hayatının merkezinde olması imanın bir gereÄŸidir.

“Ä°slâm sadece Kur’andır”, deyip Hz. Resûlullah’ı (sas) haÅŸa bir ulak mertebesine indirenlerin gürültüleri Müslümanları Kur’an’dan uzak tutmamalıdır. Bunu söylüyorum zira kimi çevrelerde böylesi bir yanılgıyı görüyorum.  

Kur’an kendisini okumaya, tefekkür ve tedebbür etmeye davet eder. Hadisler de mü’minleri Kur’an’la bütünleÅŸmeye davet eder. Ben bu davetin sebebini anlatan aÅŸağıdaki hadisi nazarlarınıza veriyorum.

Ä°mam Tirmizi Hâris el-A’ver’in şöyle dediÄŸini nakletti: “Mescide uÄŸramıştım, gördüm ki insanlar (dünyevî) sohbete dalmışlar. Ali (r.anh)’ye gidip durumu haber verdim. Bana:

“DoÄŸru mu söylüyorsun, öyle mi yapıyorlar?” dedi, Ben: “Evet, dediÄŸim doÄŸrudur” deyince; “Ben Resûlullah (sas)’in şöyle söylediÄŸini iÅŸittim:

“Haberiniz olsun bir fitne çıkacak!” Ben hemen sordum: “Bundan kurtuluÅŸ yolu nedir Ey Allah’ın Resûlü?” O da buyurdu ki:

“Allah’ın Kitabı’na (uymak)dır. O’nda sizden önceki (milletlerin ahvâliyle ilgili) haber, sizden sonra gelecek fitneler ve kıyamet ahvâli  ile ilgili haberler mevcuttur. Ayrıca sizin aranızda (iman-küfür, taat-isyân, haram-helâl vs. nevinden) cereyan edecek ahvâlin de hükmü var. O, hak ile batılı ayırdeden ölçüdür. O’nda her ÅŸey ciddîdir, gâyesiz bir kelam yoktur. Kim, O’na inanmaz ve O’nunla amel etmezse, Allah onu helâk eder. Kim O’nun dışında hidâyet ararsa Allah onu saptırır.O Allah’ın saÄŸlam ipidir. O, hikmetli olan zikirdir, O dosdoÄŸru yoldur. O, kendine uyan hevaları koymaktan, kendisini (kıraat eden) delilleri iltibastan korur. Alimler ona doyamazlar. 

Onun çokça tekrarı usanç vermez, tadını eksiltmez. Ä°nsanı hayretlere düşüren mümtaz yönleri son bulmaz, tükenmez, O öyle bir kitaptır ki, cinler iÅŸittikleri zaman şöyle demekten kendilerini alamadılar: 

“Biz, hiç duyulmadık bir Kur’an dinledik. Bu doÄŸruya götürmektedir” (Cin: 72/1). 

Kim onunla konuÅŸursa doÄŸru söyler. Kim onunla amel ederse sevaba nail olur. Kim onunla hüküm verirse adaletle hükmeder. Kim ona çaÄŸrılırsa, doÄŸru yola çaÄŸrılmış olur. Ey A’ver, bu güzel kelimeleri öğren.” (Tirmizi: 5/172, hn. 2906) 

Bu rivâyet senedinde meçhul râvi de barındırdığı için teknik açıdan zayıf kabul edilmiÅŸtir. Ancak mana itibarıyla üzerinde ittifak edilen özlü bir Kur’an anlatımı yapmaktadır. ‘Kur’an müslümanca hayatın kalbinde niçin yer almalıdır’ın çok güzel bir cevabını vermektedir. 

Ä°bnu Mes’ud’un (ra.anh) naklettiÄŸi sahih bir hadiste de Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurur: “Kur’an-ı Kerim’den tek harf okuyana bile bir sevab vardır. Her sevap on misliyle (kayde geçer). Elif-Lâm-Mim bir harftir  demiyorum. Aksine elif bir harf, lâm bir harf ve mim de bir harftir.” (Tirmizi: 5/175, hn. 2910)

Ramazan Ayı, manasıyla beraber Kur’an okumalarının kesifleÅŸmesi gereken bir iklimdir. Hz. Peygamber (sas) Cebrail’e (as) bu ayda Kur’an’ı iki kez tilavet ederek arz etmiÅŸtir. Ramazan’ın son on gününe girerken bu fırsatı kaçırmamak gerekir. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.