Sosyal Medya

Makale

“Düşünmenin neresindeyiz?”

Celal Fedai'nin çıkardığı iki aylık edebiyat, sanat, düÅŸünce dergisi Melâmet (Temmuz-AÄŸustos 2015) bu sayısında “düÅŸünce”yi irdeliyor.

Dergide bu konuda Prof. Dr. Hüsamettin Arslan ile de bir konuÅŸma yapılmış. Sosyolojiden tarih ve felsefeye geniÅŸ bir ilgi alanında çalışan Arslan, akademinin aykırı ilim adamlarındandır. Bu sebeple vitrine pek çıkmaz. KonuÅŸması hepimiz için ufuk açıcı. Bu açıdan bazı cümlelerini sizinle paylaÅŸmak istedim.

• “DüÅŸünme ne demektir? Sorunuz ister istemez insanı Heideggerci bir pozisyon almaya çağırıyor: DüÅŸünme hakkında düÅŸünmeye.

• DüÅŸünme varlık önünde ve huzurunda ibadettir; düÅŸünme ÅŸükür ve duadır. Apaçık olmasına raÄŸmen bu ifadeyi anlamak zordur.

• DüÅŸünme dehÅŸet hissiyle baÅŸlar. Ä°nsan dehÅŸete düÅŸtüÄŸünde Tanrı'yı düÅŸünür, Tanrı hakkında düÅŸünür.

• Heidegger'le ilerlemeye çalışalım: “DüÅŸünme tam da insan düÅŸünmenin önündeki en büyük engelin 'akıl' olduÄŸunu keÅŸfettiÄŸi yer ve zamanda baÅŸlar”. Bu Batı düÅŸünme geleneÄŸinin ana akıntısına, yani rasyonalist geleneÄŸe güçlü bir meydan okumadır. GeleneÄŸe bakılmaksızın, düÅŸünürün gelenekle iliÅŸkisine bakılmaksızın, düÅŸünmenin yerini belirlemek imkânsızdır.

• Aslında düÅŸünen “düÅŸünür” deÄŸil “dil”dir. DüÅŸünme akla ve biyolojik süreçlere indirgenemez; çünkü dil indirgenemezdir. Dil geleneklerin geleneÄŸidir. Bir düÅŸünme dili olarak kendi geleneÄŸimizle ve Batı geleneÄŸiyle iliÅŸkimizi tesbit etmeden düÅŸünmenin neresindeyiz sorusuna cevap veremeyiz.

• Modern insan düÅŸünmez. Modern insan düÅŸünmez “bilir”. Heidegger malumunuz bunu bilim adamları için söylemiÅŸtir: “Bilim düÅŸünmez, bilir.” Çünkü bilmek düÅŸünmek deÄŸildir. Enformasyon çağındayız düÅŸünme çağında deÄŸil. Çağımıza karakterini armaÄŸan eden hâkim çizgi “bilmek”, “düÅŸünmek” deÄŸil. Bunu anlamak için “Bilgisayar” terimini düÅŸünmek yeterli. Bilgisayar ve kompüter teknolojisi düÅŸünmenin önündeki en büyük engele dönüÅŸmüÅŸtür. Bilgisayar teknolojisi Batı rasyonalist geleneÄŸinin zirvesidir.
Ä°nsanlık bilgisayar sistemleri çökerse düÅŸünmeye baÅŸlayacak.

• Modern insan bilgisayara tapar. Bilgisayar modern fetiÅŸizmdir. Aydınlanma'nın “akıl”ı bilgisayarda tecessüm etmiÅŸtir. Modern insan Tanrı'nın, Varlık'ın, DoÄŸa'nın huzurunda deÄŸildir; kompüter ve teknolojinin huzurundadır. Teknoloji karşısında huÅŸu ile eÄŸilir ve ona secde eder. Dijital teknoloji insana sağırdır. Orada diyalog ve söyleÅŸi imkânsızdır.

• Entelektüel buhranımız bir fikirler okyanusunda kılavuzsuz kalmaktır. Kaderimiz sürekli kriz ve buhran. Bu buhranı yalnızca Batılı egemen entelektüel ideolojilere sadakatle baÄŸlandığımız zaman aÅŸabiliyoruz. Türkiye'de “düÅŸünür” Batılı egemen entelektüel ideolojilere baÄŸlılıkla eÅŸitleniyor. Benim için ise “entelektüel olmak put kırıcılığına talip olmaktır”. DüÅŸünme bir put kırma eylemidir. Egemen ortodoksinin putlarını kırmaktır. Bu peygamberlerin izinden gitmektir. Bizim geleneÄŸimizde düÅŸünmek sünnettir. Modern uygarlığın putlarını kırmaya, Modern Batı'nın ürettiÄŸi putları kırmaya talip olmalıyız. Bunun için Batı dediÄŸimiz entiteyi ve onun düÅŸünme geleneklerini iyi bilmemiz gerekir. Hepimiz içinde yer aldığımız süreçte, Batı düÅŸünme geleneklerinin ve Batılı büyük üstadların çömezleriyiz. Sanki kaderimiz sadece öÄŸrenci kalmak.

• Akademisyenler Batılı düÅŸünme biçimlerinin Türkiye'deki misyonerleri. Akademisyenler olarak onlarla ilgili herÅŸeyi öÄŸretiyoruz; kendimiz hakkında hiçbir ÅŸeyi. ÜrettiÄŸimiz kitaplarda, fikirlerde baÅŸka herÅŸey var; bir tek kendimiz, kendi toplumumuz ve kendi geleneklerimiz yok.

• Yegane sermayemiz ve hareket noktamız kendi kontekstimiz, mevziimiz, geçmiÅŸimiz ve gelecek tahayyüllerimizdir. Kendi problemlerimizden, kendi düÅŸünme dillerimizden yola çıkarak bir yere varabiliriz.
Bir ÅŸey etikse anlamlıdır, deÄŸilse saçmadır. Ve insan yalnız etik olduÄŸunda düÅŸünüyor olabilir. Ve bize etik olma imtiyazını yalnızca dil bahÅŸedebilir. Dil felsefeden önce vardır.
Anti-batıcılık batıcılıktır. Batı'yı anlamayı denemeliyiz. Misyonumuz Batı'ya düÅŸman olmak deÄŸil, onu anlamak olmalıdır.

Sanıyorum Hüsamettin Arslan'dan naklettiÄŸimiz bu cümleler yeterince kışkırtıcı olmuÅŸtur. Bu sebeple ne dediÄŸini tam kavramak için dergiyi alıp konuÅŸmanın tamamını okumalıyız.

Not: KardeÅŸim Hüsamettin; Artık çeviri yapmayı bırak, Türkiye senden telif eserler bekliyor.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.