Sosyal Medya

İnsan ilişkilerimizi Kur'an'a uygun şekilde düzenleyebilmek - Doç.Dr. Fethi Güngör

'İnsanın tüm ihtiyaçlarına en tatminkâr cevabı verecek şekilde ikmâl ve itmâm edilen Kur’an’ın insan ilişkilerinde vazetmiş olduğu ilkeleri gözetmemiz gerekir.'



“Hiç şüphe yok ki Allah adil davranmayı, iyilik yapmayı ve yakınlara karşı cömert olmayı emreder; ve her türlü utanç verici hayasızlığı, selim akla ve saÄŸduyuya aykırı çirkinliÄŸi ve sınırları hiçe sayan taÅŸkınlık ve azgınlığı yasaklar: size bu öğütleri verir ki, sorumluluklarınızı aklınızda tutabilesiniz.” (Nahl 16:90).

Ä°nsanın tüm ihtiyaçlarına en tatminkâr cevabı verecek ÅŸekilde ikmâl ve itmâm edilen Kur’an’ın insan iliÅŸkilerinde vazetmiÅŸ olduÄŸu ilkeleri gözetmemiz gerekir.

Akıl, irade, vicdan, sorumluluk bilinci, hakkaniyet gibi son derece kıymetli nimetler yanında insana yüksek bir ünsiyet peyda etme kabiliyeti lûtfederek, geliştirdiği sosyal ilişkiler sayesinde toplumsal bir hayat kurma liyakati bahşeden Rabbimize hamd u senalar olsun.

Gerek aile efradıyla, gerek ashabıyla, gerekse diÄŸer tüm insanlarla son derece nezaketli ve düzeyli iliÅŸkiler geliÅŸtirerek numûne-i imtisâlimiz olan sevgili Peygamberimiz’e, onun ehl-i beytine ve ashâbına salât u selam olsun. Ä°nsanları Kur’an’ın hakikatleri ile buluÅŸturma çabasını bir ömür sürdüren gerçek mücahitlere selam ve muhabbet olsun.

Müslüman toplumların yaÅŸadıkları sorunları kavrayacak ve makul çözümler üretebilecek, Müslümanların insanlığa ideal bir hayat modeli sunmasına vesile olacak bir nesil yetiÅŸtirmek için bütün çabasını ortaya koyan ebeveynlerimize, öğretmenlerimize, mütefekkir ve âlimlerimize minnettarız, sa’yleri meÅŸkûr, amel-i sâlihleri makbûl olsun.

Kıyamete kadar gelecek milyarlarca insanın ve on binlerce topluluÄŸun tüm düşünce, inanç, ibadet, ahlak ve muamelat ihtiyaçlarına en tatminkâr cevabı verecek ÅŸekilde ikmâl ve itmâm edilen Kur’an-ı Kerim’in vazetmiÅŸ olduÄŸu ve insan iliÅŸkilerinde gözetmemiz gereken prensipleri araÅŸtırdığımızda, vehle-i ûlâda ÅŸu diriltici âyetlerin yolumuzu aydınlattığını görürüz:

 

Baskı ve Düşmanlık Değil; Eşitlik, İyilik, Fedakârlık, Özgürlük ve Af Temelinde İlişki Geliştirmek

Tüm insanlarla; adalet, iyilik ve fedakârlığa dayalı bir ilişki geliştirebilmeli ve insanlarla ilişkilerimizde adalet ve ihsan modelini benimsemeliyiz.

“Sizinle aramızdaki ÅŸu ortak ilkeye gelin: Allah’tan baÅŸkasına kulluk etmeyeceÄŸiz, O’ndan baÅŸka hiçbir ÅŸeye ilahlık yakıştırmayacağız, Allah’ın yanı sıra baÅŸka birilerini rabler olarak kabul etmeyeceÄŸiz!” (Âl-i Ä°mran 3:64).

“Zorlama dinde yoktur. Artık doÄŸru ile yanlış birbirinden seçilip ayrılmıştır. Åžu halde kim ÅŸeytani güç odaklarını reddeder de Allah’a inanırsa, kesinlikle kopmaz bir kulpa yapışmış olur: zira Allah her ÅŸeyi sınırsız iÅŸitendir, her ÅŸeyi limitsiz bilendir.” (Bakara 2:256).

“Mümkündür ki Allah, sizin düşman olarak algıladığınız kimselerle sizin aranızda bir sevgi var edebilir; ve Allah’ın (buna) gücü yeter; üstelik Allah tarifsiz bir bağış, eÅŸsiz bir merhamet kaynağıdır. Allah size, sizinle din savaşı yapmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselerle iyilik ve fedakârlığa dayalı bir iliÅŸkigeliÅŸtirmenizi yasaklamaz: Çünkü Allah fedakâr olanları pek sever.” (Mümtehane 60:7-8).

“Madem ki iyilik de bir olmaz, kötülük de; (o halde) sen tezini en güzel biçimde savun! Bak gör o zaman, seninle arasında düşmanlık olan biri bile
sanki sımsıcak bir dost kesiliverir.”  (Fussilet 41:34).

“Ama kötülüğün cezası, ancak ona denk bir karşılık olabilir; ne var ki kim affederve barış yaparsa, iÅŸte onun mükâfatı Allah’a aittir: Şüphe yok ki O, zalimleri asla sevmez.” (Şûrâ 42:40).

“De ki: Kötü ve çirkin olan ÅŸeylerle iyi ve güzel olan ÅŸeyler eÅŸdeÄŸerde olamaz; kötünün çokluÄŸu hoÅŸuna gitse bile. O halde ey derin kavrayış sahipleri: Allah’a karşı sorumluluÄŸunuzun bilincinde olun ki kalıcı mutluluÄŸa erebilesiniz!” (Mâide 5:100).

“Unutma ki iyilikler kötülükleri giderir: iÅŸte bu, öğüt alacaklara bir hatırlatmadır.” (Hûd 11:114).

“Bu zulmü iÅŸledikten sonra kim tevbe eder ve kendini düzeltirse, elbet Allah da onun tevbesini kabul eder; zira Allah tarifsiz bir bağışlayıcı, eÅŸsiz bir merhamet kaynağıdır.” (Mâide 5:39).

 

Âyetleri Doğru Anlayıp Makâsıda Muvâfık Davranış Modelleri Geliştirebilmek

Kur’an’ın hakikatlerini gizlemeden ve çarpıtmadan insanlığın önüne arı duru ÅŸekilde koyabilirsek dünyanın bozuk düzeni hızla düzelmeye baÅŸlayacaktır.

Bir kısmını örnek olarak mealen yukarıda zikrettiÄŸimiz âyât-ı beyyinâtında Allah Teâlâ’nın aile baÅŸta olmak üzere tüm toplumda gözetmemizi istediÄŸi ilkeler doÄŸrultusunda, inanç, din, dil, ırk, kültür, bölge, statü vb. farklardan azâde olarak olaÄŸan ÅŸartlar altında tüm insanlarla iliÅŸkilerimizde ÅŸu ilkelere riayet etmemiz gerekmektedir:

  1. Ayrım yapmaksızın tüm insanlarla; adalet, iyilik ve fedakârlığa dayalı bir iliÅŸki geliÅŸtirebilmeli ve insanlarla iliÅŸkilerimizde adalet ve ihsan modelini benimsemeliyiz. Ä°nsanlarla bir yönetim ve hüküm iliÅŸkisi kurduÄŸumuzda muhatabımızın en yakınımız ya da düşmanımız olmasına bakmadan mutlak surette adaleti gözetmeliyiz.
  2. Dünyamız gücün ve ÅŸiddetin deÄŸil, hakkın ve ilkenin üstün tutulduÄŸubir sisteme hayati derecede ihtiyaç duymaktadır. Bunu da vahyin aydınlığında ve mütefekkir ulemanın önderliÄŸinde Müslümanlar gerçekleÅŸtirebilecektir.
  3. Kur’an’ın lafzı ve manası yanında makâsıdını da yeterince kavramadan geliÅŸtireceÄŸimiz yanlış düşünceler üzerine bina edeceÄŸimiz her inanış ve davranış da, zaruri olarak yanlış olacaktır. Bu yüzden Kur’an’ı çağımız insanının idrakine sunabilecek yeni bir din dili geliÅŸtirebilmeliyiz.
  4. Sorunlarımızı ÅŸiddet kullanarak çözebileceÄŸimizi zannedenler, ÅŸiddeti meÅŸru bir yöntem olarak benimseyenler derin bir yanılgı içinde olduÄŸunu anlamalı ve tevbe etmelidir.
  5. Düşmanlarımız Ä°slam âlemini ÅŸiddet ve savaÅŸ girdabına sokarak DAÄ°Åž, BokoHaram gibi örgütler üzerinden Ä°slam’a büyük bir darbe vurmakta ve Kur’an’ın hak mesajlarının Batı baÅŸta olmak üzere tüm dünyada yayılmasını geciktirmektedir.
  6. Cihad ‘insanları öldürmek’ deÄŸil, Kur’an’ın anlaşılması ve mesajınınyayılması için mücadele etmek (Nahl 16:90). OlaÄŸanüstü ÅŸartlarda izin verilen kıtal ise, ancak ümmetin oy çokluÄŸuyla seçtiÄŸi meÅŸru halifenin halka danışarak alacağı bir kararla ve zulmü ortadan kaldırmak için caiz olabilir.
  7. Kur’an’ın verdiÄŸi mesajlar ve gösterdiÄŸi hedeflerle Müslümanların tutum ve davranışları arasında daÄŸlar kadar mesafe bulunmaktadır! Ön yargılarını ve atalarından devraldığı olumsuz mirası kutsama saplantısından kurtularak, mezheplerinin müktesebatını ciddi bir ayıklamaya tabi tutarak Müslümanların yeniden iman etmesi ve Ä°slamlaÅŸması gerekmektedir.

 

Ä°nsanlara Adalet ve Ä°hsan ile Davranabilmek

Ä°nsan iliÅŸkilerimizde “insan fıtratına uyan yolu tutmalı, iyi olanı emretmeli ve haddini bilmezlere aldırmadan” (7:199) yolumuza devam etmeliyiz.

Kur’an’ın yönetim alanında bize önerdiÄŸi ölçü adalet, insan iliÅŸkilerinde önerdiÄŸi ölçü ise ihsandır (16:90). Rabbimiz, sadece ‘müminler arasında’ deÄŸil, ‘tüm insanlar arasında’ adalet ve ihsan ile hükmetmemizi, hükümet etmemizi, onlara ‘ihsan’ ile muamele etmemizi emrediyor. Adalet ve ihsanın kıyamete kadar asla yok olmayacağını ve kıymetinden hiç bir ÅŸey kaybetmeyeceÄŸini çok iyi anlamalıyız.

Hükmün, idarenin, otoritenin, kısaca yönetimin tek ölçüsü adalet, yani eÅŸit davranmak iken, dünyada halen geçerli yegâne kural güç olduÄŸundan, insanlık birbirini katledip durmaktadır! Oysa, bir insanı öldüreni bütün insanları öldürmüş gibi günahkâr sayan Kur’an, zerre kadar hayır iÅŸleyenin de, zerre kadar ÅŸer iÅŸleyenin de bu eylemlerinin karşılığını bulacağını haber vermektedir. Zira, bütün yaratılmışlar iradesiz varlıklar olarak hareket ediyorken, insanoÄŸluna irade, yani seçme hürriyeti, tercih hakkı verilmiÅŸtir. Dolayısıyla, tercihinin karşılığını mutlaka görecektir.

Vahyin aydınlığında tarihin ve sosyal olayların kanunlarını keşfederek daha insani, daha medeni, tüm insanların barış içerisinde bir arada huzurla yaşayabileceği bir hayat sistemini kurabiliriz. Nitekim Allah insanoğlunu bu görevi üstlenebilecek bir kapasitede yaratmıştır.

 

Baskı Değil İkna, İtaat Değil Benimseme, His Değil Akıl İle Hareket Etmek

Eşyaya, yani varlıklara kanunlarına uygun davranmamız gerektiği gibi, insana da kanununa uygun davranmamız gerekir. İnsana onun fıtratına, yapısına, yani kanununa uygun şekilde davranan dostluğunu, onun üzerinde baskı kuran ise düşmanlığını kazanır. Zira, baskı, zor, zorbalık insan fıtratının asla kabul edemeyeceği anormal bir durumdur. Savaş zorun, zorbalığın ve baskının zirvesidir. Bu yüzden artık savaşın bir iletişim, terbiye ve sorun çözme yeteneği kalmadığını kabullenmemiz gerekmektedir.

Her gün defalarca okuduÄŸumuz ‘Âyetelkürsi’nin hemen peÅŸinden gelen “lâ ikrâhe fiddîn” ayeti ikrahı, baskıyı, zorbalığı yasaklamıştır. Yüzü ekÅŸitmekten atom bombasına kadar geniÅŸ bir yelpazeye yayılabilecek mahiyette olan ‘ikrah’ın, baskının hiç bir türü caiz deÄŸildir. Nitekim insanı güç ve baskı ile deÄŸil, ikna ile deÄŸiÅŸtirebilir, onu istediÄŸimiz noktaya ancak ikna ederek getirebiliriz. Ãœstad Cevdet Said’in sıkça vurguladığı üzere artık dünyada suçlular ve onların sömürdükleri cahiller dışında kimse savaşı sorun çözme yöntemi olarak kullanmamaktadır.

 

Yöneten-Yönetilen İlişkisinde Eskilerin Yanlışlarını Tekrar Etmemek

Emevi, Abbasi, Fatımi ve Osmanlı saltanatlarının yanlış yönetim modellerini kutsayarak onları ihya etmeye yönelik beyhude çabalarla enerjimizi tüketmemeliyiz. Asırlar boyunca birikmiÅŸ kültürlerin deÄŸil Kur’an’ın önerdiÄŸi ve öğrettiÄŸi Ä°slam’ı yeniden keÅŸfetmeliyiz. Kur’an’a teslim olmak yerine zanlarımıza ve müktesebata teslim olmayı yeÄŸleme yanılgısından kurtulmalıyız. Kur’an’ı mehcûr bırakmamalı; ona terkedilmiÅŸ, köhne, var ama yok muamelesi yapmamalıyız.

Mütefekkir ve âlimlerimiz çaÄŸa ve insanlığa tanıklık görevini yaparak, çeÅŸitli gerekçelerle Kur’an’ın hakikatlerini gizlemeden ve vahyin mesajlarını çarpıtmadan insanlığın önüne arı duru ÅŸekilde koyabilirse dünyanın bozuk düzeni hızla düzelmeye baÅŸlayacaktır.

 

Adalet, İyilik ve Fedakârlığa Dayalı Bir İlişki Geliştirebilmek

İslam âleminin mevcut kötü durumunu düzeltebilmesi için şu hususları el birliğiyle gerçekleştirmemiz gerektiğini düşünüyorum:

  1. Kolayca birbirimize düşürülmemize ve ustaca sömürülmemize yol açantaassuplarımızdan kurtulmalı, hislerimizle deÄŸil aklımızladavranışlarımızı ÅŸekillendirmeliyiz.
  2. Allah’ın varlık için, özellikle insan ve toplum için vazetmiÅŸ olduÄŸu sünneti/yasaları keÅŸfedip bu yasalara uygun davranmalıyız.
  3. Lâ ikrâhe fiddîn: Zorlama dinde kesinlikle yoktur.” âyetinde ifadesini bulan emr-i ilâhiye imtisal ederek; baskıyı, ÅŸiddeti, zorbalığı bütünüyle terk etmeliyiz.
  4. Biz kendi küçük cemaatimizi “fırka-i nâciye; kurtuluÅŸa erecek yegâne grup” kabul ederek Müslümanıyla gayrimüslimiyle 7 milyar insanı düşman gibi görmekten vazgeçmeliyiz. Zira, “welâ ‘udwâne illâ ale’z-zâlimîn” âyeti gereÄŸince, zalimlerden baÅŸka kimseye düşmanlık yapma hakkımız olmadığını kavramalıyız. (2:193).
  5. Allah Teala’nın tavsiyesine uyarak, bize kötü davranan insanlara bile iyi davranmalıyız. O zaman en azılı düşmanlarımızın bile bize sımsıcak bir dost kesileceÄŸini göreceÄŸiz. Zira Allah Teâlâ, yarattığı insanın yasasını elbette en iyi bilendir ve asla vadinde hulfetmez. (41:34).
  6. En ağır ÅŸartlar altında bile umutsuzluÄŸa kapılmamalı ve Kur’an’ın hakikatlerinin bütün dünyaya yayılarak yerküreyi bir dârusselâma/ barış yurduna dönüştüreceÄŸine bütün varlığımızla inanmalıyız. Ağızlarıyla üfleyerek Allah’ın nurunu söndürmek isteyenler her çaÄŸda bulunmakla birlikte Allah’ın mutlaka nurunu tamamlayacağına bütün kalbimizle inanarak çalışmalarımızı ve hikmete muvafık davetimizi barışçıl yöntem ve tekniklerle kesintisiz ÅŸekilde sürdürmeliyiz. (9:32, 61:8).
  7. Ä°nsan iliÅŸkilerimizde Rabbimizin gösterdiÄŸi ÅŸaÅŸmaz metodu uygulamalı, “insan fıtratına uyan yolu tutmalı, iyi olanı emretmeli ve haddini bilmezlere aldırmadan” yolumuza devam etmeliyiz. (7:199).

Kur’an ayı mübarek ramazanda Allah’ın kitabını daha yakından tanıyabilmek ve insan iliÅŸkilerindeki sünnetullaha/yasalara muttali olabilmek niyazıyla…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.