Sosyal Medya

Genel

Halil Berktay:''PKK HDP'nin seçime girmesini istemiyor''

Prof. Halil Berktay: "Sol liberaller kendi kibirleri yüzünden Erdoğan'dan nefret ediyor. Çözümün başarısı AK Parti'ye yaramaması için barışı sabote ediyorlar. PKK, AK Parti'nin Türkiye'ye barışı getireceğini, reformlara devam edeceğini, sivil anayasayı hayata geçireceğini domuz gibi biliyordu. PKK işlevsiz kalacağı için barışı istemedi. PKK'nın başlattığı savaşın hiçbir haklı gerekçesi yok."



Türkiye 3 yıl aradan sonra yeniden PKK ÅŸiddeti ile karşı karşıya. GeçmiÅŸ yıllarda PKK ÅŸiddetine karşı ulusal medyanın bir karşı duruÅŸu vardı. Ancak bu kez durum farklı. CHP, FETÖ, HDP medyası, sol liberaller ve sosyalistler AK Parti iktidarına karşı PKK ÅŸiddetini tercih ediyor. YaÅŸanan ÅŸiddetin tüm sorumluluÄŸunu CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'a yıkmak için PKK'ya örtülü destek veren bu çevrelere Türk solunun yakından tanıdığı bir isim olan Halil Berktay'dan bir itiraz geldi. Üst üste yazdığı yazılarla PKK, HDP, Sosyalistler ve sol liberalleri sert ÅŸekilde eleÅŸtiren Sabancı Üniversitesi ÖÄŸretim Görevlisi Prof. Halil Berktay ile gündemi konuÅŸtuk. 


PKK'NIN BAÅžLATTIÄžI SAVAÅžIN HAKLI HÄ°ÇBÄ°R GEREKÇESÄ° YOK

- Halil Bey, Temmuz ayından bu yana Türkiye yeniden savaşı konuÅŸuyor. Gerçekten PKK ne istiyor?

PKK'nın kurulduÄŸu dönemdeki hedefi Kürtler için Türkiye içinde özgürlük ve demokrasi deÄŸildi. Uzun süre Türkiyeli bir çözüm aramadı. Ä°lk çıkış noktası bağımsızlıktı; ayrı bir devlet olmaktı. Zaman içinde, bir kere PKK Türkiye'den ayrılma hedefinden (en azından resmen ve lâfzen) vazgeçti. Amaçlarını daha çok "Türkiyeli" eÅŸitlik-özgülük arayışlarıyla sınırladı. Ä°kincisi, buna paralel olarak Türkiye'de çok büyük geliÅŸmeler oldu. Kürtlerin varlığını ve Kürt kimliÄŸini inkâr politikası sona erdi. Temel bazı hak ve özgürlükleri tanındı ve tanınmaya devam ediyor. PKK sadece Kürtler için daha fazla özgürlük istiyorsa, bu savaşın hiçbir haklı gerekçesi yok. Tersten söyleyecek olursak; PKK hâlâ ÅŸiddete, silâhlı mücadeleye baÅŸvuruyorsa, demek ki baÅŸka bir hesabı var. 

BU SORUNU AK PARTÄ°'NÄ°N ÇÖZECEĞİNÄ° DOMUZ GÄ°BÄ° BÄ°LÄ°YORLAR

- PKK son 10 yıldır Türkiye'de temel hak ve özgürlükler açısından meydana gelen deÄŸiÅŸimin farkında deÄŸil mi?

Bence domuz gibi biliyorlar. PKK liderliÄŸi Türkiye'deki hak ve özgürlüklerin hem ÅŸimdiye kadarki reformcu evrimin, hem de AK Parti'nin demokratikleÅŸme adımlarını atmaya devam edeceÄŸinin, meselâ yeni bir anayasanın gündemde olduÄŸunun pekâlâ farkında. Ve asıl bundan korkuyor ve bu geliÅŸmeyi sabote etmeye çalışıyorlar. PKK demokratik bir yaÅŸamın yerli yerine oturmasını istemiyor. Ä°ÅŸlevsiz kalacağı için.

ARTIK SAVAÅžIN MÜPTELASI OLMUÅžLAR

- PKK'nın barışı sabote etmekte ne gibi bir çıkarı olabilir?

Bunun birkaç nedeni var. Bir kere, örgütün örgüt olarak kendi çıkarları, savunmak ve temsil etmek iddiasıyla yola çıktığı halkın çıkarlarının önüne geçiyor. Åžiddet ve savaÅŸ doÄŸrudan doÄŸruya bir alışkanlık haline gelmiÅŸ. Bir iptilâ yaratmış. Kandil dediÄŸimiz önderlik otuz küsur yıldır ÅŸiddetle yaşıyor. Åžiddete dayalı bir yaÅŸam ve yönetim tarzı oluÅŸturmuÅŸ; silâh ve savaÅŸ müptelâsı haline gelmiÅŸ.

HDP PKK'NIN KUKLASI OLMUÅž

-Sürecin sabote edilmesinde HDP nerede duruyor?

Zaman zaman bazı yayınlar görüyorum. "Kürt partisi HDP ve onun silahlı kolu PKK" deniyor. Çok yanlış. Silâhlı ÅŸiddet örgütü PKK ve "onun yasal kolu (belki yarı-kuklası) HDP" dense daha doÄŸru olur.

SÄ°LAHLI KANADIN PARTÄ°SÄ° OLMAZ

- Aynı şey değil mi?

Aynı ÅŸey deÄŸil. ÖrneÄŸin Marksist gelenekte ve model oluÅŸturduÄŸu birçok baÅŸka harekette, öncelikle siyasî bir parti kurulur. Bunun yanında, ÅŸartlara göre bir silâhlı kanat, bir gerilla gücü, giderek bir "halk ordusu" oluÅŸturulur veya oluÅŸturulmaz. Böyle bir silâhlı kanat vücut bulursa, parti merkez komitesinin mutlak kontrolü altında olur ve partinin emrinden çıkmaz. SavaÅŸ denirse savaşır; barış yapıyoruz dendiÄŸi anda silâhı bırakıverir. PKK böyle deÄŸil. PKK kendine parti demekle birlikte aslen bir ordu görünümü ve niteliÄŸinde. 

PKK BU SAATTEN SONRA SÄ°LAHSIZ SÄ°VÄ°L SÄ°YASET YAPMAZ

- PKK bu şiddet alışkanlığını terkedemez mi?

Bir yandan çok zor, diÄŸer yandan tümüyle imkânsız deÄŸil. DediÄŸim gibi, otuz yıldır bu ÅŸiddet alışkanlığını yaşıyorlar. Silâhlı güçleri üzerindeki otoriteleri buna dayanıyor. Örgüt içi hâkimiyetleri buna dayanıyor (düÅŸünün ki geçmiÅŸte kendi saflarında 3000 küsur infaz söz konusu). Bölgedeki güçleri de buna dayanıyor. Åžöyle bir ÅŸey onlara çok zor, çok uzak geliyor: Barış gelecek, demokrasi olacak. PKK kadroları silâhlarını bırakıp sivilleÅŸecek. Bölgedeki bütün diÄŸer partiler gibi, barışçı bir siyasî rekabet içinde yer alacaklar... Åžimdiye kadar gücünü hep ÅŸiddetten alan PKK yöneticileri, bu tür, silâh tehdidine yaslanmayacakları koÅŸulları nasıl göze alacak?

DURAN KALKAN'IN SÄ°LAHSIZ SEÇÄ°M ÇALIÅžMASI YAPTIÄžINI DÜÅžÜNEBÄ°LÄ°YOR MUSUNUZ?

- PKK'ya "silâh bırak, düz ovada siyaset yap" çaÄŸrıları anlamsız mı sizce?

Hayır, anlamsız deÄŸil; demokrasinin olmazsa olmazı olan normatif bir talep. Ama PKK'yı bir çıkmaza, ya da vahim bir karar ânına itekliyor. Åžöyle bir ÅŸey düÅŸünün: Cemil Bayık, Murat Karayılan, Duran Kalkan bölgeye gelecek; etrafında gerillaları olmadan herhangi bir birey gibi mahallelerde propaganda yapacak, halkla bire bir muhatap olacak. Kandil'in tepelerinde Olimpos tanrıları gibi efsanelere bürünmüÅŸ vaziyette yaÅŸamayı bırakıp, sıradan insanlarla yüz göz olarak sivil siyaset yapacak ve oy toplayacaklar. Kendilerinin de birer fâni olduÄŸunun ortaya çıktığı bir ortamda aldıkları oy oranına razı olacaklar. Böyle bir ÅŸey düÅŸünebiliyor musunuz? 

PKK HDP'NÄ°N SEÇÄ°MLERE KATILMASINI Ä°STEMÄ°YOR 

- PKK seçimi ve HDP'nin seçimlere katılmasını istemiyor mu?

Bence bu olayların, özellikle DaÄŸlıca ve IÄŸdır gibi büyük saldırıların, ya da Cizre'deki gibi silâhlı "özyönetim" (yani düpedüz iç savaÅŸ) ilânlarının ve onları izleyen ÅŸiddetli sokak çatışmalarının artık aslî amaçlarından biri, seçimleri yapılamaz kılmak. PKK'nın seçim istediÄŸi kanısında deÄŸilim. HDP'nin de seçime girmesini istemiyor. 

-PKK seçimi erteletmeyi baÅŸarabilir mi?

Bilmiyorum. Sanmıyorum. Ama iki, ÅŸu da âÅŸikâr ki, Türkiye'ye ve dünyaya seçimlerin göstermelik olduÄŸu, aslında seçim yapılamadığı, sadece AK Parti'nin kendi kendine bir seçim yaptığı görüntüsünü verebilseler, çok mutlu olacaklar. Batı'nın Türkiye'de bir diktatörlük olduÄŸu zırvalığına iyice kanaat getirmesi isteniyor. 

CENGÄ°Z ÇANDAR, HASAN CEMAL YAKINDA YAZMAYA BAÅžLAR

-Bununla ilgili ne yapabilirler?

Åžimdi bakın, önümüzdeki günlerde bu "sahte seçim" ve "boykot" fikirleri bir kısım eski solcu aydınlar, örneÄŸin Baskın Oran'lar, Cengiz Çandar ve Cengiz Aktar'lar, Hasan Cemal'ler vesaire tarafından da ufak ufak yazılıp çizilmeye ve bildirilere girmeye baÅŸlarsa, derken oradan da New York Times'a, Le Monde'a, BBC'ye, Wall Street Journal'a filân sıçrarsa, olmayacağını umarım ama olursa, pek ÅŸaşırmayın derim.

-Peki bundan Kürtlerin ve Kürt siyasetinin nasıl bir kazanımı olabilir?

Kürtlerin ve Kürt siyasetinin bundan hiçbir ÅŸey kazanacağı kanısında deÄŸilim. Ama artık PKK'nın çıkarları ile Kürt halkının çıkarları farklı ÅŸeyler. Kürt halkının demokrasi ve ekonomik refah açısından bundan kazanacağı hiçbir ÅŸey yok. Aksine, Temmuz'dan bu yana muazzam kayıpları var. Herkes ve herÅŸey GüneydoÄŸu'nun bu "özyönetim"ler ve ÅŸehir savaÅŸları yüzünden yıkım içinde olduÄŸunu, tam bir felâket bölgesine dönüÅŸtüÄŸünü söylüyor. Bugün PKK Kürt halkı için deÄŸil kendi hegemonyası için savaşıyor. 

ÖZYÖNETÄ°M Ä°LAN EDELÄ°M DEVLET BÄ°ZE DOKUNMASIN!

- Nihai hedef ne peki?

Adı konmamış bir devletlilik hali isteniyor. Son derece katı, neo-Stalinist, belki Kuzey Kore gibi bir sistem olacak; PKK liderleri yönetecek; nasıl Kuzey Irak'taki Kürt Özerk Bölgesi'nin resmî askerî gücü peÅŸmerge olduysa, PKK gerillaları da KCK tüzüÄŸünün uygulanacağı bu "demokratik özerklik" veya "özyönetim" aldatmacasının "özsavunma" gücü olarak meÅŸruiyet kazanacak. "Åžeklen ayrılmamış olalım ama biz yönetelim ve devlet de bize dokunmasın." Bunu kabul ettirmek için savaşıyorlar.

KÜRTLERDEN PKK'YA HOMURDANMALAR BAÅžLADI

-Kürt halkı PKK'nın yönettiÄŸi bu tür bir "özerklik" altında yaÅŸamak ister mi?

PKK, Kürtlerin tarihsel maÄŸduriyet mirasına ve Kürt halkının koruyuculuÄŸu misyonuna yaslanmaya devam ediyor. Son savaşı baÅŸlatırken de bu maÄŸduriyet zırhına sığındı; gene her ÅŸeyi bu sayede haklı gösterebileceÄŸini sandı. Ama son haftalarda Kürt halkından belirli bir tepki ve isteksizlik, soÄŸuma, uzak durma gözleniyor. Nereye kadar gider bilmiyorum. EÄŸer PKK bu savaşı daha da uzatır ve GüneydoÄŸu'daki yıkım derinleÅŸirse, üzerine bir de HDP'yi seçime sokturmama binerse, bu homurdanmalar artabilir. Burada AK Parti'nin kalan bir buçuk ayda izleyeceÄŸi politikalar da çok önemli. Terörle mücadele edilirken, bölge halkına önemli reform, anayasa, özgürlük ve eÅŸitlik mesajları verilmesi gerekir.

PKK ÖZ GÜVEN PATLAMASI YAÅžADI VE SONUÇTA…

- PKK son dönemde bazı ilçelerde "özyönetim" ve Türkiye'ye karşı "iç savaÅŸ" ilân edecek kadar bir özgüven patlaması yaşıyor. Sizce bunun kaynağı nedir?

Bir kere, "yaşıyor" deÄŸil "yaÅŸadı" (yani geride kaldı ve yanlış çıktı) demek daha doÄŸru olur. Böyle bir hayale kapıldılar, çünkü Irak ve Suriye'de merkezi otoritenin kalmaması, PYD'nin Suriye'deki baÅŸarısı, IŞİD ile mücadeleleri ve HDP'nin aldığı oy oranı PKK'nın başını döndürdü. Batı'nın ErdoÄŸan'a karşı önyargılı ve Türkiye hakkındaki her olumsuz habere inanmaya yatkın olması da PKK'ya bir özgüven getirdi. ABD'nin Türkiye devletini deÄŸil PKK'yı tercih edeceÄŸini dahi düÅŸündüler. Bu savaÅŸa girmelerini kolaylaÅŸtıran yanlılsamalarını bu ÅŸekilde sıralayabiliriz. 

TARAF'TA DEĞİŞİM NEÅžE DÜZEL Ä°LE BAÅžLADI

- Taraf'ta baÅŸlayan "demokrasi olmazsa barış olmaz" söylemi sol liberaller tarafından barışı sabote etmek için kullanıldı. Bu söylem nasıl geliÅŸti?

Bu, eski Taraf'ın 2013 baÅŸlarındaki son demlerinde baÅŸ gösteren bir geliÅŸmedir. NeÅŸe Düzel'in gazeteye dönmesiyle baÄŸlantılıdır. Selâhattin DemirtaÅŸ ile o röportajı NeÅŸe Düzel yaptı. Ona ısrarla "demokrasi olmazsa barış olmaz" dedirtmeye çalıştı ve baÅŸardı; sonra da o manÅŸeti attı ve bu, eski Taraf'ın sonunu getirmede tâyin edici adım oldu.

TARÄ°H FATURAYI SOL LÄ°BERALLERE ÇIKARACAK

- "Sol liberal"lerin barış konusunda bu kadar isteksiz olmaları, PKK'yı bile bu konuda karamsar bir çizgiye itmeye çalışmaları nasıl açıklanabilir?

"Aman çözüm süreci zorlaÅŸsın, uzayıp gitsin, sürüncemede kalsın, AK Parti'nin bir aldatmacasına indirgensin." Kökeninde AK Parti düÅŸmanlığından baÅŸka bir ÅŸey yok. "Aman AK Parti bundan baÅŸarı elde etmesin, çözüm sürecinin baÅŸarısı AK Parti'nin hanesine yazılmasın." AK Parti'yi bir punduna getirip anormal yöntemlerle devirmek isteyenler bunu barıştan üstün tuttular. Bunu gelecekte tarihçilerin ısrarla yazacağını ve bunu yapanlara çok ağır bir fatura çıkaracağını düÅŸünüyorum.


SOL LÄ°BERALLER KÄ°BÄ°RLERÄ° YÜZÜNDEN ERDOÄžAN'DAN NEFRET EDÄ°YOR

- Sol liberallerin ErdoÄŸan'ı devirmeyi barıştan daha öncelikli gördüÄŸünü söylediniz. Bu ErdoÄŸan düÅŸmanlığının kökeninde ne var?

2002-2012 arasında askerî vesayetin tasfiyesi temelinde AKP ile ittifak yapan kesimler nezdinde ErdoÄŸan'ı nefret objesi haline getirmeye çalışma giriÅŸimi, Taraf'ın son dönemine rastlar. 2011'den sonra baÅŸlayıp geliÅŸti; Gezi ve 17-25 Aralık 2013'ta doruÄŸa çıktı. Perde arkasında ne olmuÅŸ olabileceÄŸine girmek istemiyorum. Beni entrikalardan çok ideoloji ilgilendiriyor. Sol aydınların bazı zihinsel alışkanlıkları olageldi. "Teori bizim, tarihin yönünü biz biliyoruz, makro tabloyu biz görüyoruz, buradan kaynaklanan bir entellektüel üstünlüÄŸümüz var." Böyle bir kibir, kendini büyük görme söz konusu. 

Ä°KTÄ°DARI KENDÄ° DAR KALIPLARINA UYDURMAYA ÇALIÅžTILAR

-Peki sorun ne zaman ortaya çıktı?

"Sol olarak biz AK Parti'yi kullanıyoruz. AKP bizim iÅŸimize görüyor. Ä°lerici potansiyelinin devam ettiÄŸi yere kadar destekler, bütün 'burjuva partileri' gibi onun da devrimci barutunun kaçınılmaz olarak tükendiÄŸi yerde yolumuzu ayırır ve haddini bildiririz. Nasıl olsa bu ilkel, cahil, köylü, alt tarafı Müslüman garibanlar bizsiz yapamazlar." Meseleye böyle kısa vâdeli, taktik ölçüler içinde baktılar. Sosyolojik ve uzun vâdeli görmediler. Kendi etlerine butlarına bakmadan, toplumun büyük çoÄŸunluÄŸunu temsil eden, yüzde 35'ten baÅŸlayıp yüzde 50'ye tırmanan bir partiyi kendi terimleriyle algılamaya çalışmak yerine küçük grup kendi kalıplarına uydurmaya kalktılar. 

BAÅžTAN BERÄ° AK PARTÄ°'YE TEDÄ°RGÄ°N YAKLAÅžTILAR

- Baştan beri AK Parti'ye inanmamışlar mıydı?

Her zaman tedirgin baktılar. "Biz seçkin liberal ve/ya eski sosyalist aydınlar bilmeyecek de bu hödükler mi bilecek" gibi bir anlayış içine girdiler ve AK Parti'ye kendilerini dinlediÄŸi ölçüde deÄŸer verdiler. Söz geçiremediklerini düÅŸündükleri noktada ise kötülediler. "Yapayalnız ve aydınsız kaldığını" yüksek sesle ilân ettiler. Feci bir yanılgı olması bir yana, bu tam bir megalomanidir. Ä°ÅŸin içine dine güvensizlik, dinden ve dindar insanlardan korku da girdi. Marksist-Aydınlanmacı bir bakıştan kurtulamayış...

GÜLEN ÖRGÜTÜNÜN BÜYÜK ROLÜ ÖLDÜ

- Sol liberallerdeki ErdoÄŸan düÅŸmanlığında Gülen örgütünün etkisi olmadı mı?

Özel olarak Taraf'ın son dönem serüveninde ve sol aydınların aldığı pozisyonda Cemaatin büyük bir rolü olmuÅŸ olabilir. Bu kadar keskin bir virajı baÅŸka türlü açıklayamıyorum.

CHP EN KISIR DÖNEMÄ°NÄ° YAÅžIYOR

- 1 Kasım seçimlerine 45 gün kaldı. Siyasi atmosferi nasıl görüyorsunuz?

Zaten çok iyi bildiÄŸim, yakından izlediÄŸi bir alan deÄŸil. Ayrıca savaÅŸ koÅŸulları çok büyük belirsizlik yaratıyor. Gene de en basit sonuç olarak ÅŸunu görüyorum: CHP pek bir ÅŸey kazanamayacak. Kendine özgü bir görüÅŸü olmayan, fikrî açıdan en kısır, en köÅŸesiz, en edilgen, en aciz parti CHP. Bir puan artarsa ne âlâ.

AK PARTÄ°'DE 2-3 PUAN ARTIÅž OLABÄ°LÄ°R

- AK Parti'nin oylarında bir artış görüyor musunuz?

AK Parti ÅŸu durumda oyunu belki iki üç puan arttırabilir ve bunu biraz HDP'den, biraz da MHP'den alacak gibi görünüyor. MHP sert Türk milliyetçiliÄŸinin ve derin devletin tek sözcüsü olmaya oynadı. Ama seçim hükümeti ve TuÄŸrul TürkeÅŸ konusunda hamlık yaptı ve fazla çuvallamış olabilir sanıyorum.

PKK Ä°LE MÜCADELE VE DEMOKRATÄ°KLEÅžME BÄ°RLÄ°KTE OLABÄ°LÄ°R

- AK Parti'deki oy artışı tek başına iktidarı getirebilir mi?

Bilemem. Politikalarına baÄŸlı. 7 Haziran sonrasındaki üç küsur ayı çok iyi götürdüler. Olgun ve dengeli bir profil verdiler. Özel olarak Ahmet DavutoÄŸlu çizgisi ve üslûbuyla çok puan topladı: Åžimdi de, baÅŸarılı bir taktikle erkene aldıkları kongreden çok birleÅŸik bir görüntüyle çıkıyorlar. Bu koÅŸullarda AKP demokrasi açısından cesur, kararlı, açık ve net politikalar üretebilir. PKK ile mücadeleyi daha fazla demokratikleÅŸme ile aynı anda yürütebilir. Kürt halkına çok anlamlı sesleniÅŸlerde bulunabilir. "Åžiddete hayır, demokratikleÅŸmeye evet" mesajı verebilir. En önemlisi, daha fazla özgürlük ve eÅŸitlik vaatlerini soyut bırakmayıp belirli bir takvime baÄŸlayabilir. Yaparlarsa kazanırlar; yapmazlarsa, sırf Kürtlerin PKK'ya tepkisinin büyük bir oy artışına yol açmayabileceÄŸini düÅŸünüyorum. 

CEMAAT MEDYASI Ä°LE PKK MEDYASI Ä°TTÄ°FAK HALÄ°NDE

- Son dönemde medya ilk kez PKK terörüne karşı net tavır koymadı. AK Parti düÅŸmanlığı medyayı PKK seviciliÄŸine kadar götürdü. Bunu nasıl açıklayabiliriz?

PKK medyası ile Cemaat medyası arasında ciddi bir ittifak olduÄŸu açık. Özgür Gündem, Sözcü, Zaman ve Taraf gibi gazeteler baÅŸlı başına bir karşı-devrim odağı haline geldi. Onlar "devrimci halk savaşı" diyorsaben de böyle diyorum; "karşı-devrimci savaÅŸ" ve "karşı-devrimcilik odağı" diyorum. Çok farklı kökenlerden gelen bir takım güçler, olaÄŸan siyasete düÅŸmanlıkta birleÅŸti. Sizin "sol liberal" dediÄŸiniz bazı eski sol aydınlar da bu anti-demokratik cepheye destek veriyor. Ama sonuç olarak yenileceklerini düÅŸünüyorum.

 

Kaynak: Sabah

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.