Sosyal Medya

Makale

Cuma namazını VIP kılmak

Vay arkadaÅŸ. Vay arkadaÅŸ. Vay arkadaÅŸ.

Ä°ÅŸ adamı ya da yüksek bürokrat falansanız Cuma namazlarınızı hünkar mahfilinde kılabiliyor, namaz sonrası o bahçede ne iÅŸi olduÄŸunu kimsenin izah edemediÄŸi o zevksiz mavimsi lacivertimsi ‘çadır kafe’de karnınızı doyurup, kahvenizi yudumlayıp, nargilenizi çekiÅŸtirebiliyorsunuz.

Hem de hangi camide? Kanuni armaÄŸanı, Mimar Sinan emaneti mübarek mabedimiz Süleymaniye’de...

Kim yapıyor bunu? Caminin ve türbelerin restorasyon iÅŸini üstlenen firmanın sahibi. 

Hadi Kanuni’ye saygınız yok, Sinan’a sevgisizsiniz falan. Anladık. Itri’nin bestelediÄŸi tekbire; Yahya Kemal’in yazdığı ÅŸiire nasıl kıydınız be? Bu nasıl bir edepsizlik biçimi, bu ne aymaz bir ahmaklıktır?  

Önce hikâyenin geliÅŸimini anlatayım. Sosyal medyada gezinirken ‘Süleymaniye Camii bahçesinde bir bölgenin sadece iÅŸ adamı, siyasetçi ve bürokratlara ayrıldığını biliyor muydunuz?’ cümlesiyle karşılaÅŸtım. Cümlenin altında da, Süleymaniye Camii’nin bahçesinde hazırlanmış beyaz masaların yer aldığı bir fotoÄŸraf vardı. Ben, derhal birkaç kaynaÄŸa ulaşıp fotoÄŸrafın aslını sordum. Aldığım cevap ‘bahçedeki bir iftar programının hazırlığı’ oldu. Bir camii bahçesinde iftar etmekten daha doÄŸal ne olabilirdi?

Bu bilgi üzerine ben de o sosyal medya mesajını, yani Süleymaniye Camii’nin bahçesinin bir kısmının özel bir takım insanlara ayrıldığı iddiasını, aynen paylaşıp ÅŸöyle yazdım: ‘Åžuna inanacak zekâda birileriyle aynı havayı soluyoruz. Eh, ceza olarak bize yeter.’

Bu mesajı atmamdan on dakika sonra peÅŸ peÅŸe iki telefon konuÅŸması gerçekleÅŸtirdim. Ä°ki dostumla görüÅŸtüm. Ä°lki ÅŸöyle dedi: ‘Haklısın, o fotoÄŸraf bir iftar ya da toplu yemek hazırlığına ait. Ancak, Süleymaniye Camii’nde mesele baÅŸka... Caminin hünkâr mahfili, Cuma namazını ‘VIP’ kılmak isteyen isimlere ayrılmış durumda. Oraya, güvenlik görevlileri marifetiyle, bu isimlerden baÅŸkası alınmıyor. Bunu da, Süleymaniye’nin restorasyonunu alan firma yapıyor.’

Ä°kinci dostumun anlattıkları ise daha vahimdi: ‘Caminin bahçesinin Haliç’e bakan kısmında, niçin çevrili olduÄŸunu kimsenin bilmediÄŸi bir alanda 2010 yılından beri kaçak bir çadır kafe var. Özellikle Cuma namazlarından sonra iÅŸ dünyasından ve bürokrasiden bir takım ekâbir buraya alınıyor, yemeklerini yiyip çaylarını içiyorlar. Nargilenin gözüne vurmayı da ihmal etmiyorlar.’

Son can alıcı bilgi ise bir ‘aÄŸabeyim’den geldi. Dedi ki ‘Ä°smail, o Süleymaniye’nin restore iÅŸini üstlenen firmanın sahibi böyle iÅŸler yapmayı pek sever. Feshane restorasyonu sırasında da oraya bir kaçak kafe yapmıştı. Dostlarını ağırlıyordu. Camii bahçesi olmadığından okey falan da oynanıyordu.’

Ol hikayât bundan ibaret.

Ä°mdi, gelelim iki önemli meseleye.

Birincisi, Ä°stanbul Ä°l MüftülüÄŸü, Ä°stanbul Ä°l Kültür Turizm MüdürlüÄŸü, Vakıflar Bölge MüdürlüÄŸü, Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyesi ve Fatih Belediyesi Süleymaniye Camii’ndeki bu ‘VIP namaz’ ve ‘çadır kafe’ olayından haberdar mıdırlar? Haberdarlarsa gerekeni yapma konusunda bir inisiyatif almışlar mıdır? Haberdar deÄŸiller idiyseler, ÅŸimdiden sonra bu konuda gerekeni yapacaklar mıdır?

Ä°kincisi ve daha da önemlisi ÅŸu...

Efendiler! Bizler. Yani siz ‘medeniyet tasavvuru’ dediÄŸinizde heyecanlanan, ‘yeni Türkiye’ dediÄŸinizde destekleyen, ‘paralel çeteyle mücadele’ dediÄŸinizde ‘hay hay’ diyen bizler... Cumalarını VIP kılmayı hayal etmeyen, cami bahçesinde nargile çekiÅŸtirmeyen bizler. Bizler, kendini bir ÅŸey yapıyorum zanneden müteahhitlerin, ‘yahu ÅŸu kadarcık ÅŸeyden ne olur’ diyen bürokratların, yiyeceÄŸi üç kap sulu yemek için ‘ooo, Hasan bey güzel mekan yapmışsın’ diyerek yılışan siyasilerin hatalarını savunmak zorunda deÄŸiliz. Onların bu güzelim memleketi zor durumda bırakan her eylemini ‘kol kırılır yen içinde kalır’ diyerek sineye çekmek zorunda deÄŸiliz. DoÄŸrunuzda da yanlışınızda da sizinle birlikteyiz. Bunu biliyor olmalısınız. Ancak ÅŸunu da bilin lütfen: Sizinle ettiÄŸimiz kader birliÄŸi ne doÄŸrunuzu alkışlamamızı engeller, ne yanlışınızı yüzünüze vurmamızı...

Ne diyordu Shelley: ‘Bizim memleketteki katedralin yanına da bir yoga salonu açsak mı yeÄŸenim? Hiç deÄŸilse Hıristiyan olmayanı da mekana çekeriz.’

YENÄ°ÅžAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.