Sosyal Medya

Makale

Batı’nın Rehin Aldığı Avrupa Müslümanları (5)

Sicilya Müslümanları:

Akdeniz’in tam ortasında yer alan Sicilya, Müslüman fatihlerin ilgisini Endülüs’ten çok daha önceleri çekmiÅŸti. Ä°lk Sicilya fetih denemesi Hz. Osman (r.a) zamanında Miladi 652 yılında gerçekleÅŸtirilmiÅŸ, aralıklarla yapılan akınlar nihayet Miladi 902 yılında kesin bir fetih ile noktalanmıştır. Sicilya’da Müslümanların iktidarı 200 sene sürmüÅŸ olmasına raÄŸmen kültürel etkileri yaklaşık yaklaşık 400 sene daha devam etmiÅŸtir. Büyük Asya’nın, OrtadoÄŸu’nun, Mezopotamya’nın, Mısır ve Kuzey Afrika’nın hülasa Akdeniz Havzasının zirai, sınai, ticari, askeri, mimari, güzel sanatlar ve edebiyat birikimleri Müslüman fatihlerle Sicilya’ya taşınmış oradan da tarihsel süreç içerisinde Avrupa’nın içerine kadar yayılabilmiÅŸtir.

Stratejik öneme haiz Sicilya adası Müslümanlarca fethedilmeden önce Bizans hâkimiyetindeydi. Sicilya Araplara oldukça aÅŸina bir coÄŸrafyadır. Bizans yönetimi altındaki Arap unsurlarından Bizans yönetimine baÅŸkaldırmış ve Sicilya’ya sürgün edilmiÅŸ önemli miktarda Arap bu adada yaÅŸamaktaydı. Abbasiler döneminde bütün bir Sicilya fethedilmiÅŸ, Akdeniz’deki diÄŸer önemli adaların fethedilmesi ile birlikte Ä°talya’nın daha doÄŸrusu Roma’nın fethi giriÅŸimleri ve Avrupa’nın daha da içlerine doÄŸru yayılmak için stratejik bir köprübaşı vazifesi ifa etmiÅŸtir.

Sicilyalılar kendilerini stratejik ileri bir karakol olarak gören Bizans yönetiminden hoÅŸnut deÄŸillerdi. O kadar ki; 668 yılında adayı ziyaret eden Bizans Ä°mparatoru II. Kostans’ı hamamda öldürmüÅŸlerdir. Sicilya’nın Bizans sömürgesinde yaÅŸamış oldukları kötü deneyim nedeniyle Müslümanların Sicilya’nın tamamını fetihleri oldukça meÅŸakkatli olmuÅŸ, büyük bir direniÅŸ ile karşılaÅŸmışlardır. Bunun açık delili ise 827 yılında baÅŸlayan fasılasız fetih giriÅŸimleri ancak 902 yılında tamamlanabilmiÅŸtir.

Müslümanların birlikte yaÅŸama ahlakları, hukuk ve adalet dairesindeki yönetim anlayışları Sicilya adasını kısa zamanda müreffeh ve aydınlık bir mekân haline dönüÅŸtürmüÅŸtür. Mesela ilk fethedilen yerlerden olan ve BaÅŸkent mesabesindeki Palermo 300 adet camisi baÅŸta olmak üzere ticaret ve sanayi merkezleri, hanları, hamamları kütüphane ve sanat eserleri ile kısa zamanda önemli Ä°slam ve Hristiyan beldeleri ile yarışır hale gelmiÅŸtir. Vergilendirmede, nimet ve külfet dağılımındaki adalet, hangi dine ve mezhebe baÄŸlı olduÄŸuna bakılmaksızın düÅŸkünlere yapılan yardımlar Sicilya’yı emin bir belde haline getirmiÅŸ, zenginlik gözle görülür bir hale gelmiÅŸtir.

Müslümanların hâkimiyeti altındaki Sicilya’da günlük yaÅŸamın ritmi kısa zamanda deÄŸiÅŸmiÅŸ, Hristiyanlar Müslümanlar gibi davranmaya baÅŸlamışlar, özellikle Hristiyan hanımlar arasında Müslüman hanımlar gibi giyinmek hatta peçe takmak adeta moda haline gelmiÅŸti. Arapça okumak ve yazmak bir tutku haline gelmiÅŸ, yüksek düÅŸünceyi temsil eden ilmi mekânlar Sicilya’nın gayrimüslim ahalisini adeta cezbetmiÅŸtir.   

Müslümanların Sicilya hâkimiyeti uzun sürmemiÅŸtir. Bizansların askeri faaliyetleri ile Müslümanların aralarındaki iktidar mücadeleleri bu hâkimiyetin uzun sürememesinin baÅŸlıca nedenleridir. DiÄŸer taraftan Akdeniz’e doÄŸru önlenemez bir ÅŸekilde ilerleyen Frenk ve Ä°skandinav karışımı olan Normanlar 1091 yılında Sicilya adasını tamamen ele geçirdiler. Normanlar Müslümanların yüksek ilmi düÅŸünme yetileri ile yönetim tarz ve kurumlarından oldukça fazla etkilenmiÅŸlerdir. Normanlar Müslümanların yönetim kurumlarını muhafaza ve taklit etmiÅŸler, Müslümanların bilim ve sanatta ürünler vermesine müsaade etmiÅŸlerdir. Müslümanların yönetici elitleri Normanların idare sisteminde kilit mevkilerinde göreve getirilmiÅŸlerdir. Sicilya’daki Normanlar dönemi, Müslümanların ilmi düÅŸünme biçimi ile artık Müslümanlar tarafından temsil edilen bütün bir Akdeniz havzası medeniyet birikiminin Avrupa’nın içlerine doÄŸru taşınması dönemidir.

Normanların ilk kralı I. Roger papalığın ısrarcı baskılarına karşı direnerek Sicilya Müslümanlarının HristiyanlaÅŸtırılmasına ÅŸiddetle karşı çıkmıştır. I. Roger’ın oÄŸlu II. Roger de aynı siyaseti izleyerek Müslümanlara karşı baskıyı ve zorla HristiyanlaÅŸtırmayı reddetmiÅŸtir. II. Roger Müslüman liderleri taklit eder sanki bir Müslümanmış gibi davranırdı. Norman krallarından I. William ve II. William da aynı siyaseti güttüler. Norman kralları yüzyıllar boyunca Müslümanlar gibi giyindiler, Müslümanlar gibi davrandılar. Yönetimde meÅŸvereti ve yargıda kadılık kurumunu muhafaza ettiler. Normanlar döneminde Sicilya’da resmi dil neredeyse Arapçaydı. Önemli yazışmalar ile diplomalar Arapça yazılırdı. Normanların bastırdığı sikkeler üzerinde Saf Suresinin 9. Ayeti yazılıydı. II. Roger’ın imzası ‘Elhamdulillahi ÅŸükran li-niamihi’ olmasının yanında lakabı ‘Mutez Billah’ idi. I. William’ın unvanı ‘Hadi bi Emrillah’, II. William’ın lakabı ise Mustaiz Biilah’ idi. Norman krallarının en etkililerinden birisi olan II. Frederik döneminde sarayda haremlik ve selamlık kurulmuÅŸtu.

II. Frederik önemli Ä°slam ilim havzaları ile sürekli iliÅŸki içerisindeydi. Ä°slam âlimleri ile ana dili gibi bildiÄŸi Arapça yazışır onları ilmi eserler verme noktasında maddi ve manevi olarak desteklerdi. 1224 yılında Napoli’de bir üniversite kurmuÅŸ Ä°slam düÅŸüncesini Batı’ya tanıtmak için önemli telif eserlerin üretilmesini saÄŸlamıştır. Arapça eserleri tercüme ettirerek bu eserleri Paris ve Polonya’ya kadar yaymıştır. II. Frederik siyasal rejim olarak ‘Hilafet’ modelini yerleÅŸtirmeye çalışmış ve bu faaliyetlerinden dolayı papalık tarafından ÅŸiddetli baskılara maruz kalmıştır. II. Frederik bu faaliyetleri ile papalık kurumu ile açıkça bir çatışmayı göze alabilmiÅŸtir. Papalığın II. Frederik ile çatışması ve onu aforoz etme giriÅŸimleri karşısında II. Frederik ilk önce papalık seçimlerini kilitlemiÅŸ ve Katolik Hristiyan Dünyasını yaklaşık bir buçuk yıl papasız bırakmıştır. Bu bir buçuk yılının ardından II. Frederik ile uzlaşılmış ve papalık seçimi yapılabilmiÅŸtir. Yeni seçilen Papa IV. Innocent de II. Frederik aleyhine çalışmaya baÅŸlayınca nihayetinde II. Frederik çoÄŸunluÄŸu Müslümanlardan oluÅŸan bir ordu ile Roma’yı kuÅŸatmış, Papa IV. Innocent 1244 yılında Fransa’nın Lyon ÅŸehrine kaçarak II. Frederik’in hışmından ancak kurtulabilmiÅŸtir.

II. Frederik’in 1250 yılında vefatından sonra Müslümanlar aÅŸamalı olarak büyük baskılara, sürgünlere, katliamlara ve zorla HristiyanlaÅŸtırmalara maruz kaldılar. Sicilya ve Güney Ä°talya’dan izleri silinmeye çalışılan Müslümanların hak ve batıl mücadelesindeki bu serüvenleri ilk ne de son olacaktır.

Selam olsun Sicilyalı Müslümanlara.

(Devam Edecek)

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.