Sosyal Medya

Makale

Baklayı gören oldu mu?


'Pratik'in yalanlarla gününü gün ederek 'teori'yi her bulduÄŸu fırsatta aldatmakta olduÄŸunun farkında mısınız?
Olmak istediÄŸi kiÅŸi olamayan, mecburen, agresif bir ısrarla ömür boyu olmak istediÄŸi kiÅŸiyi oynamak zorunda kalan, doÄŸal olarak kifayetsiz, parlak bir hikayenin mat, derinliksiz, ikinci el karakterleri... Gören de zanneder ki, birileri hayatın korsan baskısını yapıyor!

Binlerce insanın söylediÄŸini aynı kelimelerle bir daha tekrar etmenin ilginç olduÄŸunu düÅŸünen onbinlerce insan... Ä°nsan kopyalayacağız diyorlardı, iÅŸte yaptılar!

Zekâ her zaman insanı güçlü kılmıyor, bazen çok gülünç ya da acıklı durumlara da düÅŸürebiliyor. Bazen aklına gelen esaslı soruları havalı hareketlerle savuÅŸturup insanı baÅŸlangıç noktasına sabitleyebiliyor, bir milim bile ilerlemesine izin vermiyor. Bazen çok insanî faydalar vâdeden zengin bir kelimesizliÄŸi, ekstra laf etme ÅŸehvetiyle viran edebiliyor.

“Kendime bayılıyorum!” dedi şımarık olan. “Neyse ki kimseyle paylaÅŸman gerekmeyecek!” dedi lafın gediÄŸini bulan.
Sığlıklarını, zekice olduÄŸunu sandıkları yaÄŸma esprilerle kendi dikkatlerinden gizlemeye çalışan bedenlenmiÅŸ irtifa kayıpları, çözülüp bırakılmış bulmaca artıkları, gürültülü zavallılıklar... DüÅŸmenin dibini bulmaya daha çok var mı?
Ağız ifrazatlarını düÅŸünce sanmaktan mâlûl nevzuhur tiplerin geri dönüÅŸümü mümkün mü?
Etrafta sevmeye deÄŸecek bir tek kiÅŸi bile bulamayanlar, önce sevme kabiliyetleri yerinde mi diye bir baksınlar!
“Nefret ediyorum!” cümlesinin zorunlu öznesi kimdir, bunu bir düÅŸünelim!
Tanımadan düÅŸman olmayı, bilmeden nefret etmeyi, anlamadan karar vermeyi alışkanlık haline getirenler; insanlığa sıfır noktasından deÄŸil, eksi bilmem kaçtan baÅŸlıyor!
Öfke öfkeyi büyütür; karşısında hararet çıtasını yükseltecek kendi gibi bir rakip bulamayan öfke, bir kibrit çöpü gibi kavı bittiÄŸinde sönüp gitmeye mahkûmdur.

Ağız dolusu konuÅŸurken; yanlış bir yöne saptığınızı anladığınız halde duramadığınız, sonunda ne olduÄŸunu bilmediÄŸiniz bir yöne doÄŸru sürüklendiÄŸiniz, birçok muhtemel tehlikeye açık hale geldiÄŸinizi hissettiÄŸiniz halde duramadığınız, kendinizi bir türlü durmaya ikna edemediÄŸiniz zamanlarınız oluyor mu sizin de?
Bazen uzun bir yolculuk başladığı yerde bitebiliyor.

Söz eylemdir ve söyleyene vebali vardır. Öyle olmasaydı; içimizden geçirdiÄŸimiz kötülükler bağışlanıp, lisana getirdiklerimiz günah defterine yazılmazdı.




Efendimiz (s.a.v.): “AdemoÄŸlu sabah vakti uyandığında, tüm organları, dile ÅŸu hatırlatmada bulunur: Ey dil, bizim hakkımızda Allah'tan sakın! EÄŸer sen düzgün olur, Allah'ın istediÄŸi doÄŸrultuda çalışırsan, biz de doÄŸru oluruz. EÄŸer sen yoldan saparsan biz de yoldan saparız “ (Tirmizi, Müsned)
Ä°çinde söz demleyen, dilini imbik eyleyen, bin yutkunup bir söyleyen insanlar da var.

“Derin bir nefes al ki,” dedi meczup, “nefsin nefessiz kalsın!”

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.