Sosyal Medya

Makale

20 yıl sonra Srebrenitsa ve soykırım

II. Dünya Savaşı'nın en önemli sonuçlarından birisi bu savaşın öncesinde ve esnasında Yahudilere karşı iÅŸlenen soykırım suçunun bedelinin baÅŸta Almanlara olmak üzere bütün insanlığa ödetilmiÅŸ olmasıydı.

Dünyanın bir yerinde o ölçekte bir vahÅŸet iÅŸlenmiÅŸse, dünyanın tamamının bundan sorumlu olduÄŸu düÅŸüncesi, doÄŸrusu haksız bir düÅŸünce deÄŸildi. Bugüne kadar Almanlar, babalarının veya dedelerinin iÅŸlemiÅŸ olduÄŸu bu suçun tazminatını oÄŸullar veya torunlar olarak maddi ve manevi ödemeye devam ediyorlar. Bu tazminat ve yüzleÅŸme gereÄŸinin altında yatan fikir insanlık tarihinde bir daha asla böyle olaylar yaÅŸanmasın diyedir.

Ancak Almanya bir yandan ağır maddi tazminatlar öderken, dış politikasında Ä°srail'in bütün yaptıklarına seyirci kalmayı da bu hesaba saydırıyor. Buna karşılık soykırımlara, insanlık suçlarına karşılık gereken dersleri hala çıkarmamış olduÄŸu açıkça görülüyor. Öyle olsaydı kendi halkından binlercesini Rabia meydanında vahÅŸice katleden darbeci Mısır diktatörünü imzalayacağı 8 milyar dolarlık ticaret anlaÅŸmasına tamah ederek evinde ağırlamazdı.

Dünyanın diÄŸer kesimleri gün geçmiyor ki, filmler, konferanslar, sergiler ve sair yollarla, Yahudi soykırımıyla ilgili dramlarla bir duygusal bir paylaşıma davet edilmiyorlar. Bütün bu davetlere insanlığın icabet etmediÄŸini söylemek nankörlük olur. Soykırıma katılan katılmayan bütün insanlar Yahudilere uygulanan soykırımı yargıladı, mahkum etti ve Yahudilerin istediÄŸi tazminatı ödemeye devam etti. Bu tazminat davalarının, bu filmlerin veya artık giderek bıktıran bütün bu hatırlatmaların, saÄŸduyunun kabul ettiÄŸi en önemli mazereti, bu vahÅŸet noktasına insanlığın bir daha düÅŸmemesini saÄŸlamaktı. Bu olaylar sürekli gündemde tutulacaktı ki insanlık bir daha bu hatalara düÅŸmesin. Oysa bırakınız insanlığın bu hatalara düÅŸmesini engellemesini, bu söylemler bir önceki vahÅŸetin kurbanı olan bir kısım Yahudileri bu kez, baÅŸka bir vahÅŸetin azılı faili olmaktan sakındırmıyor bile. O zaman bu Holocaust söylemlerinin insanlığa ne faydası olduÄŸunu sormak gerekmez mi? Üstüne üstlük, kanun gücüyle ve bu felsefi derinliÄŸe sahip görünümlü gerekçelerle soykırımın tarihsel gerçekliÄŸi bir çok ülkede tartışmaya bile kapatılmıştır.

Ä°srail'in Filistinlilere yaptığı, giderek Holocaust söylemlerinden beklenenin asla bu evrensel ilkenin ikamesi olmadığını yeterince gösteriyor. Ä°srail Holocaust söylemlerini açıkça bir geçim kaynağı haline getirmiÅŸ durumda. Fırsatını bulduÄŸunda çok daha kötüsünü yapabileceÄŸini kanıtlıyor her geçen gün.

Bu Holocaust söyleminin bir faydası olsaydı 20 yıl önce BoÅŸnaklara karşı denenen soykırıma bir engel oluÅŸtururdu herhalde. Karadziç, Miloseviç ve onların komutasındaki çetnikler hiç mi Holocaust hikayesi dinlemediler, hiç mi Holywood filmi seyredip Hitler'e sövmediler? Halbuki, merhum Aliya Ä°zzetbegoviç BoÅŸnakların maruz kaldığı toplama kampları, tecrit ve soykırım denemelerini hiç beklemediÄŸini söylerken bu Holocaust tecrübesiyle ilgili propagandaya güvenmiÅŸ olduÄŸunu söylemiÅŸti. Safça “YaÅŸadığımız coÄŸrafyadan, yani Avrupa'dan ve yaÅŸadığımız çaÄŸdan, yani yirminci yüzyılın son on yılından dolayı böyle bir ÅŸeyin asla olabileceÄŸine ihtimal veremiyorduk” diyordu.

20 yıl önce bugün, BM'nin güvenli bölge saydığı Srebrenitsa'da silahlı Sırpların peÅŸlerine düÅŸtüÄŸü BoÅŸnakları, silahlarını toplayarak Sırplara teslim eden Hollandalılar Yahudi soykırımı söylemlerinden gereken insanlık derslerini almışlardı elbet. Ama onlar bu dersi sanki, bir daha asla bir Yahudi'nin kılına zarar vermeye göz yummayacakları ÅŸeklinde almışlardı. Sırp çetnikler “savaÅŸ suçlularını araÅŸtırıyoruz, BoÅŸnakları sorgulayacağız” bahanesiyle ÅŸehir halkının kendilerine teslim edilmesini istediklerinde, bütün iÅŸaretler Sırpların onları katledeceÄŸini gösterdiÄŸi halde, teslim etmekten geri durmadılar. Otobüslere doldurdukları BoÅŸnaklar, olacakları bildiklerinden BM askerlerine kendilerini çentiklere teslim etmemeleri için yalvardıkları halde, ileride önceden gönderilenleri öldüren silah sesleri de duyulduÄŸu halde, BM askerleri BoÅŸnakları katliam alanına aktarmaya devam etti. Bir hafta içinde Srebrenitsa'da 8372 BoÅŸnak BM gözetiminde hunharca katledildi. Cesetleri toplu mezarlara gömüldü.

Yıllarca kayıp bilinen bu cesetler toplu mezarların araÅŸtırılması sonucunda yavaÅŸ yavaÅŸ ortaya çıkmaya baÅŸladı. Her toplu mezar insanlığın sefaletine dair yeni bir utanç sayfası açtı. Mezarları kamufle etmek üzere zaman zaman yer deÄŸiÅŸtirmeler yapılmış. O yüzden cesetlerin bir kısmı birbirine karışmış; bir cesedin parçaları birkaç ayrı mezarda çıkabiliyor. Bunları bir araya getirmek, kime ait olduklarını tespit etmek, detaylı DNA incelemesiyle yapılan çok zahmetli uzun bir iÅŸ. Tespit edilenler her yılın 11 Temmuz ayında törenle toplu olarak topraÄŸa veriliyor.

Bu törenler bir adalet çaÄŸrısı olarak yapılıyor. Hedeflenen intikam deÄŸil, adalettir. Asırlık soykırım iddialarının bir geçim kaynağı haline getirilmiÅŸ olduÄŸu bir ortamda, dumanı tüten soykırımın acılarını hissetmeye bir davet.
Bir çoÄŸunu 10 yıl önce aynen ifade sarf ettiÄŸim yukarıdaki ifadelerden on yıl sonra, 20. yıl dönümü dolayısıyla Srebrenitsa'dayız.
Olaydan 20 yıl sonra dünya olup bitenin soykırım olduÄŸunu ve acıyı paylaÅŸmayı kabul etmeye biraz daha yaklaÅŸmış durumda. Ama bu durum soykırım olayları, katliamlar, insanlık suçları yaÅŸandığı esnada etkili ve önleyici bir duyarlılık oluÅŸturmaya hala yetmiyor. Bugün Suriye, Mısır, Myanmar ve daha bir çok yerde yaÅŸanmakta olan katliamlara, insanlık suçlarına karşı hala dünya ürkütücü bir kayıtsızlık içinde.

Hiç bir sorumluluk yüklemeyen yüz yıl öncesinin dosyalarını vicdan rahatlatmak için cömertçe açan devlet adamları, gözlerinin önünde cereyan ettiÄŸi için birinci derecede sorumluluk yükleyen katliamlara karşı korkunç bir aymazlık içinde.
Bu lakaytlığın gelecekte bugün iÅŸlenen suçlara ortaklık olarak okunacağını ÅŸimdiden görebiliriz.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.