Sosyal Medya

Makale

Yozlaşmamak için organik derviş olmayı seçin!

Elli küsur yıllık hayat tecrübemden hâsıl olan kanaate göre insanoÄŸlunun azgınlık, sapkınlık, arsızlık, şımarıklık, dalkavukluk gibi tüm yozlukları bu âlemdeki varlık ve varoluÅŸun “bugün var, yarın yok”tan ibaret olduÄŸu hakikatini kasıtlı unutma iradesinden doÄŸar. Bu iradenin temelinde ise dünyadan kâm alma muradı yatar. Fani hayat dünyevî nimetlerden azami oranda kâm alma muradına baÄŸlanınca, insan bu murada ermek için her türlü ahlaksızlığı gayet tabii davranış gibi kodlar; hatta rezileti fazilet bile sayar. Kanaatimce, insanın olumlu anlamda insan/adam olması için en esaslı formül, organik/doÄŸal derviÅŸliktir.

Organik nitelemesi bahse konu derviÅŸliÄŸin kurumsal tasavvuf ve profesyonel sofuluktan bambaÅŸka bir anlam içerdiÄŸini belirtmek içindir. Profesyonel sofulukta, dinî deÄŸer ve kavramlar vesilesiyle devÅŸirilen maddi-manevi sermayenin dünyevî yatırımlara dönüştürüldüğü iyi bilinmektedir. Ä°nsanın azgınlık, arsızlık, şımarıklık gibi ahlâkî dertlerine deva olacağına inandığımız organik/doÄŸal derviÅŸlik ne “bir lokma bir hırka”cılık, ne âlemdeki diz boyu kötülük karşısında teolojik yalakalık ve ne de “leyse fi’l-imkân ebdeu mimmâ kân” (varolması mümkün âlemler içinde en iyisi ve en güzeli iÅŸbu âlemdir) mottosunda ifadesini bulan felsefî-tasavvufî polyannacılıktır.

***

Organik derviÅŸlik, öncellikle insanın her daim “iÅŸte geldik gidiyoruz” duygusunu aklından/fikrinden çıkarmaması, dünyevî olan ve dünyada kalan cezbedici metalar karşısında ÅŸehvetini dizginleyebilmesi, aÄŸzından su akmasını engelleyebilmesi, her hâlükârda perhizi bozmamayı baÅŸarabilmesidir. Kısacası, organik derviÅŸlik, dünyaya mesafe koyabilmek, dünyevî olanın cazibesi karşısında tok gözlü olmayı baÅŸarabilmektir ki bunun Ä°slam geleneÄŸindeki özgün adı zühd ve zahitliktir.

Zahidlik, riyazet ve halvet adı altında insanın kendine eziyet etmesi, terk-i terk adı altında kendi varlığını sıfırlayıp silmesi ya da ÅŸikeftiyye diye anılan kimseler gibi maÄŸaraya çekilip tam bir inziva halinde dünyadan el etek çekmesi deÄŸil, bilakis maddi/fiziki varlığıyla toplumsal hayatın içinde olduÄŸu halde manevi/ruhi varlığıyla periferide kalmayı baÅŸarması, dolayısıyla aç kurt gibi dünya malına, makama, mevkiye saldırmak yerine fedakârlık, diÄŸerkâmlık, kanaatkârlık gibi erdemlere ram olmasıdır. Hepsinden önemlisi de insanın hem Allah’la, hem insanlarla hukukunda ivazsız-garazsız iliÅŸki kurmayı en temel ahlaki ödev saymasıdır. Bu vesileyle belirtmek gerekir ki Kant’ın “ödev ahlakı” ve “ahlak kanunu” kavramlaÅŸtırması özellikle teistik subjektivizmi savunan, yani “Allah, hırsızlık iyi deseydi çalıp çırpmak salih amel olurdu” demekle aÅŸağı yukarı aynı kapıya çıkan teolojik ahlak nazariyelerinden çok daha ahlaklıdır.

***

Organik derviÅŸlik, toplumsal düzlemdeki bunaltıcı geliÅŸmeler ve refah seviyesindeki yükseliÅŸlerle koÅŸut olarak ortaya çıkan çok yönlü anomaliler karşısında hissedilen bezginlik, bıkkınlık, usanmışlık gibi sıkıntılardan sıyrılıp başı serin, gönlü ferah tutmak için de çok iyi bir çaredir. Nitekim Ä°slam tarihinde ön plana çıkan ilk zahitlik tecrübeleri de gerek Hz. Peygamber’in vefatından kısa bir süre sonra yaÅŸanan ve ümmetin sinesinde çok derin yaralar açan Cemel, Sıffîn, Kerbela gibi trajik olaylar, gerek fetihler ve ganimetlerin artışıyla maddî refah seviyesindeki yükseliÅŸle birlikte dünyaya ram olmalar ve yozlaÅŸmalara tepki olarak zuhur etmiÅŸtir. Hasen el-Basrî, Mâlik b. Dinar, Süfyan b. Uyeyne gibi ÅŸahsiyetler hem yozlaÅŸmadan korunmanın, hem de dünyevileÅŸmenin kirine pasına bulaÅŸmamanın çaresini zahitlikte görmüş ve bu yüzden, Kafka’nın deyiÅŸiyle, “Huzur mu istiyorsun; az eÅŸya, az insan” fehvasınca yaÅŸamayı seçmiÅŸlerdir.

Organik derviÅŸ olabilmenin imkânı hakkında birkaç husus zikredilebilir. Birincisi, insanın kendini bildiÄŸi günden itibaren sabır, şükür, tevekkül, ihsan gibi kemal vasıflarıyla bezenmiÅŸ olmasıdır ki bu tür vasıflar toyluk çağında bile insanı “Allah dostu” kılabilir; ancak bidayetten itibaren bu tür kemal vasıflarıyla muttasıf olan insanlar pek nadirdir. Ä°kincisi, hayatta derin acılar yaÅŸamak ve bu acılar vesilesiyle olgunlaÅŸmaktır. Üçüncüsü, uhrevi âlemin kapısından geri dönmekle eÅŸdeÄŸer bir musibet atlatmak ve bu sayede uslanmaktır. Dördüncüsü ise Azrail’le karşılaÅŸmak ve son nefeste kaçınılmaz olarak doÄŸal derviÅŸlikte karar kılmaktır; lakin derviÅŸlik uhrevi âlemde deÄŸil, bu dünyada hurdahaÅŸ olmadan önce lazımdır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.